Ordu ve Adana gündem olmak için Kızıltepe’deki misafirperverlik örneğine sahipleniyor

Kızıltepe'ye Yüceli Köyünde yaşayan Emin Gökçen, evinin avlu kapısına 3 yıl önce “Acıkmış ve susamışsan çal kapıyı” yazdı. Ancak son günlerde bazı Ordu ve Adana sosyal medya hesapları Bu köyün şehirlerinde olduğunu iddia ediyor.

Gündem 25.08.2022 11:07:00 0
Ordu ve Adana gündem olmak için  Kızıltepe’deki misafirperverlik örneğine sahipleniyor

Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı Yüceli Köyünde yaşayan 20 yaşındaki Emin Gökçen, evinin avlu kapısına 3 yıl önce “Acıkmış ve susamışsan çal kapıyı” yazdı. Ancak son günlerde bazı Ordu ve Adana sosyal medya hesapları Bu köyün şehirlerinde olduğunu iddia ederek gündem olmaya çalışırken Mardinlilerde tepkilerini gösteriyor.

Yüceli Köyünde yaşayan Emin Gökçen, 3 yıl önce yaptığı örnek davranışla büyük takdir topladı. 7 çocuklu Gökçen ailesinin çocuğu olan Emin Gökçen köyde ailesi ile birlikte yaşıyor. Gökçen bir gün evinin avlusunda annesiyle birlikte otururken yoldan geçen bir yolcunun utana utana su istediğini görünce kolları sıvadı ve evinin dış kapısına “Acıkmış ve susamışsan çal kapıyı”  yazdı. Bu tarihten itibaren gerek köyden geçen, gerekse bölge halkı tarafından büyük takdir toplayan aile geleneğini 3 yıldır sürdürüyor.

Ancak son günlerde sosyal medyada gündem olmak isteye Ordu ve Adana’dan Facebook sayfaları bu evin kendi şehirlerinde olduğunu ileri sürüyor. Tabi bu paylaşımları gören Mardinliler de sert bir şekilde tepkilerini dile getirmeye çalışıyor.

İşte yapılan bazı paylaşımlar:

Nevroz Delal Dılda: “Orduda böyle delikanlı var mı,ordunun tamamı toplansa bu delikanlılığı yapamaz.”

DiLovan Turşak: “Bu kapı bütün ülkeyi gezdi. Kapi kapi gezilecek kapiyi gezdirmeyeceksiniz yahuuu.”

Musa Yavuz: “Ordulular bile inanmaz buna.”

Emin Gökçen,  daha verdiği bir röportajda şunları söyledi: “Bu köyde doğup büyüdük. Meleğimiz çiftçilik, tarlayla uğraşıyoruz. Bu yazıyı yazmamın sebebi; geçenlerde bir aile geldi belli ki susamışlardı. Utanıyorlar bizden su istemekten. Annemle onları fark ettik. Sonra kadın kocasına diyordu ‘sen in su iste´ kocası kadına diyordu. Utanıyorlardı, çekiniyorlardı. Biz onları fark ettik kendimiz götürdük onlara suyu. Sonra insanların çekinmemesi için yazı yazmayı şey ettim ben. Her insanı bekliyorum, öncelikle kendi hemşerileri sonra dışarıdan gelen her insana kapım açıktır. Yeter ki herkes elinden gelen her şeyi yapsın. Hastamız var dut alabilir miyiz dedi. Dut pekmezi yapacaklar siyah dut, ‘hastamız var sizden biraz dut alabilir miyiz´ dedi. Buyurun dedik. Kapıyı, yazıyı görmüşler ‘bize ekmek lazım değil dut lazım´ dedi. Gelip aldılar.”