MAÜ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (MAUGOC) tarafından göçmen karşıtı nefret söyleminin mercek altına alındığı “Kurgu ve Gerçek Arasında: Nefret Söyleminin Nesnesi Olarak Göçmen” konulu çalıştay gerçekleştirildi.
Çeşitli faaliyetlerle, göç meselesini farklı yönlerden ele alan Mardin Artuklu Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (MAUGOC) tarafından göçmen karşıtı nefret söyleminin mercek altına alındığı “Kurgu ve Gerçek Arasında: Nefret Söyleminin Nesnesi Olarak Göçmen” konulu çalıştay gerçekleştirildi.
Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (MAUGOC), Mardin İl Göç İdaresi ile UNHCR’in ortaklaşa gerçekleştirdiği, temel olarak göçmen karşıtı nefret söylemi ve bu söylemin nesnesi olarak göçmenlik konularının ele alındığı çalıştay, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar’ın açılış konuşmaları ile başladı.
Göç meselesinin bugün artık bütün dünyada toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel hayatın en belirleyici faktörlerinden biri haline geldiğini belirten Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, “Söz gelimi artık gündelik hayatın her alanında hissedilebilir veya görünür hale gelmiş olan göç, günümüz toplumsal yapıların şekillenmesinde rol oynayan bir realiteye de dönüşmüştür. Bugün Türkiye’de karşı karşıya olduğumuz göçmen karşıtlığı veya nefret söylemi de birlikte yaşamda ortaya çıkan en hayati sorunlarımızdan biri olarak önümüzde duruyor. Bu sorunun her birimize dokunan bir boyutu var. Her birimize çarpan bir gerçeklik var ve hepimizi derinden yaralıyor. Her birimiz ya yerini yurdunu terk etmek zorunda kalanlardan biriyiz, ya yerimizi yurdumuzu gelenlerle paylaşanlardan biriyiz. Karşılaşmadaki rollerimiz farklı olsa da, hepimizi aynı mahallede birlikte komşuyuz, aynı yolda birlikte yolcuyuz, aynı okulda birlikte öğrenciyiz veya eğitimciyiz. Birlikte yaşamımızı tehdit eden bu soruna karşı bireyler olarak her birimizin veya kurumların sahip olduğumuz imkanlar ve kapasitemiz kadar sorumluluğumuz var.” dedi.
MAÜ’de gerçekleştirilen çalıştayın hem akademisyenin hem de üniversitenin sorumluluğunun bir gereği olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Özcoşar, “Bu noktada Mardin Artuklu Üniversitesini de özel bir yere konumlandırmak istiyorum. Göç, Mardin Artuklu Üniversitesine sadece gündelik hayatın rutinlerinde değil aynı zamanda sahip olduğu göçmen kökenli öğretim elemanı ve öğrencileri üzerinden de tabiri caizse daha sert bir şekilde çarpar. Bu, Mardin Artuklu Üniversitesi’nin sorumluluğunu da daha da arttıran bir şeydir. MAÜ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezimiz de bu sorumluluğun bir gereği olarak kuruldu ve kurulduğu günden itibaren göç alanında çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Bugün burada toplanmamıza vesile olan “Kurgu ve Gerçek Arasında: Nefret Söyleminin Nesnesi Olarak Göçmen” çalıştayı da, Türkiye’de birlikte yaşam için bir tehdit haline gelen göçmenlere yönelik nefret sorununa karşı bu sorumlulukla icra edilen bir faaliyet olarak görülebilir.” dedi.
Çok sayıda üniversiteden akademisyenlerin ve sivil toplum örgütleri yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı çalıştayda, “Türkiye’deki Suriyeli ve diğer göçmenlere yönelik nefrete ilişkin gerçek ve kurgusal boyutlar (sayı, nitelik, maliyet vb.) nelerdir? Göçmen karşıtı nefret söylemini oluşturan sosyo-politik koşullar nelerdir?” sorularına cevap aramayı hedeflemektedir.