Tuncay Akkoyun’un başkanlık ettiği toplantıya, Vali Yardımcısı Osman Çelikkol, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tahsin Saruhan, İl Emniyet Müdürü Vekili Ali Hakan Alev, İl Tarım ve Orman Müdürü Menduh Dinler, Orman İşletme Müdürü Siyamet Kaya, İlgili Kurum Amirleri ve Ziraat Odaları Temsilcilerinin katılımıyla “Anız Yangınlarının Önlenmesi Toplantısı” gerçekleştirildi. Toplantıda; Anız yakmanın genel zararları ve çevreye etkileri, Valilik genelgesi anız yangınlarının önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar, Çözüm önerileri, Cezai işlemlerde yasal dayanaklar, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının anız yakılmasının önlenmesi konusundaki sorumlulukları konularında değerlendirmelerde bulunuldu.
Anız Yangınlarının Zararları: Toprağımıza, Çevremize ve Geleceğimize Gölge Düşüren Bir Alışkanlık
Anız yangınları, tarımsal üretim sonrasında tarlada kalan bitki sapları ve köklerinin (anız) yakılması sonucu ortaya çıkan yangınlardır. Çiftçiler, genellikle tarlayı temizlemek, toprağı ekime hazırlamak, zararlı böceklerden kurtulmak veya yabancı ot kontrolü sağlamak gibi gerekçelerle bu yöntemi tercih etse de, anız yakma işlemi hem çevreye hem de tarımsal üretime ciddi zararlar vermektedir. Türkiye’de 1993 yılından beri yasak olmasına rağmen, bu uygulamanın hâlâ devam ettiği görülmektedir. Peki, anız yangınlarının zararları nelerdir? Bu soruya yanıt vermek için anız yangınlarının çevre, tarım, sağlık ve ekosistem üzerindeki yıkıcı etkilerini detaylı bir şekilde ele alalım.
Toprağın Verimliliğine Darbe Vuran Bir Uygulama
Anız yangınları, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengesini bozarak tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini tehdit eder. Anız yakıldığında, topraktaki organik madde içeriği ciddi oranda azalır. Organik madde, toprağın verimliliğini artıran, suyu tutma kapasitesini güçlendiren ve erozyonu önleyen temel bir bileşendir. Yakma işlemi sırasında oluşan yüksek sıcaklıklar (252°C’ye kadar ulaşabilir), topraktaki bu değerli organik maddeyi yok eder. Ayrıca, bitki büyümesini teşvik eden karbon (C) ve azot (N) gibi besin maddeleri de kaybolur. Örneğin, bir dönüm arazide 300 kg anız yakıldığında, yaklaşık 1,5 kg saf azot kaybı meydana gelir. Bu kaybı telafi etmek için çiftçilerin daha fazla kimyasal gübre kullanması gerekir, bu da hem maliyetleri artırır hem de toprağın doğal yapısını daha fazla bozar.
Toprağın su tutma kapasitesinin azalması, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde ciddi bir sorundur. Anız, yağışların toprağa sert bir şekilde çarpmasını engelleyerek yüzey akışını yavaşlatır ve suyun toprağa sızmasını sağlar. Ancak anız yakıldığında, bu koruyucu tabaka ortadan kalkar ve toprak, su ve rüzgâr erozyonuna karşı savunmasız hale gelir. Erozyon, toprağın en verimli üst katmanlarının kaybına yol açarak tarım arazilerini uzun vadede çoraklaştırır.
Biyoçeşitliliğe ve Ekosisteme Verilen Zararlar
Anız yangınları, tarım arazilerinde yaşayan mikroorganizmalar, solucanlar ve küçük hayvanlar için ölümcül sonuçlar doğurur. Toprak yüzeyinde ve altında yaşayan bu canlılar, organik maddenin ayrışmasını sağlayarak toprağın verimliliğini artırır. Ancak anız yakıldığında, bu faydalı canlılar yüksek sıcaklıklar nedeniyle yok olur, bu da tarımsal ekosistemin dengesini bozar. Örneğin, keklik gibi kuş türlerinin anız yangınları nedeniyle telef olduğu rapor edilmiştir. Yaban hayvanları ya yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalır ya da yangında hayatını kaybeder. Bu durum, biyoçeşitliliğin azalmasına ve doğal dengenin bozulmasına yol açar.
Ayrıca, anız yangınları kontrol altına alınmadığında hızla yayılarak ormanlık alanlara, yerleşim yerlerine ve altyapı hatlarına sıçrayabilir. 2024 yılında Diyarbakır’ın Çınar ilçesi ile Mardin’in Mazıdağı ilçesi arasında çıkan bir anız yangını, rüzgârın etkisiyle büyüyerek yerleşim yerlerine ulaşmış, 6 kişinin hayatını kaybetmesine ve çok sayıda büyük ve küçükbaş hayvanın telef olmasına neden olmuştur. Bu olay, anız yangınlarının yalnızca tarım arazileriyle sınırlı kalmayıp, geniş çaplı felaketlere yol açabileceğini açıkça göstermiştir.
Hava Kirliliği ve İnsan Sağlığına Etkileri
Anız yakma işlemi, atmosfere yoğun miktarda duman ve zararlı partiküller salar. Bu durum, hava kirliliğini artırarak hem çevreye hem de insan sağlığına ciddi zararlar verir. Yangınlardan kaynaklanan duman, solunum yolu hastalıklarını tetikleyebilir; özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için büyük bir risk oluşturur. Ayrıca, karayollarına yakın alanlarda çıkan anız yangınları, görüş mesafesini azaltarak trafik kazalarına neden olabilir. Şanlıurfa Valiliği’nin bir açıklamasında, anız yangınlarının dumanının karayollarında görüş mesafesini düşürdüğü ve bu nedenle can ve mal kayıplarına yol açtığı belirtilmiştir.
Alternatif Çözümler ve Sürdürülebilir Tarım
Anız yakmanın zararları açıkça ortadayken, bu yöntemin yerine kullanılabilecek çevre dostu alternatifler mevcuttur. Modern tarım teknikleri, anızların toprağa karıştırılarak organik madde içeriğini artırmasını sağlar. Sap parçalayıcı makineler kullanılarak anızlar toprağa geri kazandırılabilir, bu da hem erozyonu önler hem de toprağın verimliliğini artırır. Ayrıca, hasat sonrası kalan saplar balyalanarak hayvan yemi, ahır altlığı veya kâğıt ve karton sanayinde hammadde olarak kullanılabilir. Bu yöntemler, hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha sürdürülebilir bir tarım modelini destekler.