Mardin’in Dargeçit ilçesine bağlı Ilısu Mahallesindeki Boncuklu Tarla‘da yürütülen kazılarda yaklaşık 12 bin yıllık bir kamu binası kalıntıları bilimsel anlamda yeni verilerin bulunmasına imkân sağladı.
“Ilısu Barajı ve HES Projesi Etkileşim Alanında Kalan Kültür Varlıklarının Belgelenmesi ve Kurtarılmasına Yönelik Çalışmalar” kapsamında Mardin Müze Müdürlüğünce 2012’de başlatılan ve kazı başkanlığını Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergül Kodaş’ın yürüttüğü arkeolojik kazılar her geçen gün önemli buluntularla gündeme gelmeye devam ediyor.
Turizm Bakanlığının “Geleceğe Miras Projesi”ne dâhil edilen yaklaşık 2,5 hektar alana sahip Boncuklu Tarla’da yürütülen kazılarda yaklaşık 10 metre çapındaki bina kalıntısı alanında 2 metre 20 santimetre boyunda stel (işlenmiş taş blok) ile minyatür steller, boncuk, boğa boynuzu ve ok uçları gibi birçok kalıntı bulundu.
Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergül Kodaş’ın başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarının Geç Epipaleolitik dönemden Neolitik Çağ evresine kadarki döneme ait ev, özel yapı ve kamu binaları ile mezarlarda 200’den fazla bireye ait iskeletler ve 200 bini aşkın boncuk kalıntılarının bulunması devam eden kazı çalışmalarında heyecanlı ilerlemelere neden oldu.
Çanak Çömleksiz Neolitik Döneme ait olduğu kanıtlanan ve yörede çok fazla boncuk bulunması nedeniyle Boncuklu Tarla isminin verildiği alanda kazı çalışmalarının gerçekleştirdiğini ifade eden Doç. Dr. Ergül Kodaş, bölgenin doğu alanında başlattıkları kazı etabında çok sayıda stel bulduklarını ve yeni buldukları stellin yer aldığı binanın keşfedilmesi, Boncuklu Tarla’nın tamamında Çanak Çömleksiz Neolitik Dönemin erken evrelerine giden tabakaların net bir biçimde anlamlandırılmasını sağladığını belirtti.
Keşfedilen binanın diğer buluntulardan farklı kılan tarafının her defasında yenilenerek kullanıma devam edilmesi olduğunu vurgulayan Kodaş, binanın Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’in erken evreleri boyunca en az 4 dönem yenilenerek kullanıldığı ve Boncuklu Tarla’da tespit edilen diğer yapılar gibi bir defa kullanılıp tamamen gömülmediğini söyledi.
Bulunan binanın en çarpıcı ikinci yönünün ise yeni bulunan 2 metre 20 santimetre boyundaki stel olduğunu söyleyen Kodaş, bu boyutlarda bulunan büyük stellerin ilk kez Yukarı Dicle Vadisi’nde bulunduğunu ve şimdi de Boncuklu Tarla’da keşfedildiğini ifade etti.
Kodaş, ayrıca bina içerisinde bulunan maket formunda yapılan minyatür stelin, Şanlıurfa bölgesinde bulunan “T” biçimli stellere benzediğinin altını çizerek bunun iki bölge arasındaki ilişkiyi göstermesi açısından da önem taşıdığının belirtti.
Kodaş, Boncuklu Tarla’da yaklaşık 12 bin yıllık olduğunu düşünülen 9 bina kalıntısına ulaştıklarını, bunların tamamında ya “stel” ya da “paye” denilen stellere benzer mimari unsurların yanı sıra minyatür steller, sembolik değer taşıyabilecek küçük objeler ve çok sayıda boğa boynuzu bulduklarını ve bu buluntulardan yola çıkarak binaların kamu binası olarak kullanıldığını söyledi.
Prof. Dr. Kodaş, Geleceğe Miras Projesi kapsamında Boncuklu Tarla’daki kazılar için Valilik ve bazı kurumlardan da önemli destekler sağlandığını hatırlatarak, bu kapsamda planladıkları kazıları da sürdürerek yeni tarihi değerleri gün yüzüne çıkartmak istediklerini belirtti.