Mardin futbolunun kalbi 21 Kasım Şehir Stadı, yenilenen yüzüyle yeni bir döneme giriyor. Ancak bu dönüşümün en özel kahramanı, yıllarını toprağa, yeşile ve futbola adamış bir isim: Abdülkerim Mengirkaan. Mardin’de “Çimlerin Efendisi” olarak tanınan Mengirkaan, stadın doğal çimlerinin yetiştirilmesinde bir kez daha başrolde.
Yıllardır Mardin’in spor sahalarında görev yapan Abdülkerim Mengirkaan için çim yetiştirmek sadece bir iş değil, bir yaşam biçimi.
“Ben toprakla konuşurum, onun neye ihtiyacı olduğunu hissederim. Bu işi sevmeyen yapamaz. Her sabah buraya geldiğimde sanki evladımı görür gibi oluyorum. Çimlerin nefes alışını, renk değişimini izlemek beni mutlu ediyor.” diyor gözleri parlayarak.
Kapalı Trübün yeniden yapıldı. Soyunma odaları, basın tribünü, kamera odaları, hakem odalrı yeniden yapıldı. Maraton tribünü yenilendi, çatısı modernleştirildi, gece maçları için ışıklandırma sistemi kuruldu. Ancak tüm bu yeniliklerin merkezinde bir hayal vardı: Doğal çime dönüş. Sentetik zemin kaldırıldı ve yerine Abdülkerim Mengirkaan’ın elleriyle yeniden yeşertilen doğal çim serildi.
“Doğal çim futbolun ruhudur. Topun sekmesi, oyuncunun hissi, kokusu bile farklıdır. Şimdi o ruhu Mardin’e geri getiriyoruz.” diyor Mengirkaan gururla.
Abdülkerim Mengirkaan, daha önce de 21 Kasım Şehir Stadı’nın çim bakımını yıllarca üstlenmiş ve TFF yetkililerinden tam not alarak adını duyurmuştu.
O günden sonra Mardin futbol çevrelerinde “Çimlerin Efendisi” olarak anılmaya başlandı.
“O dönemde TFF yetkilileri sahayı görünce şaşırmıştı. ‘Burası Anadolu’da değil, Avrupa’da bir saha gibi’ demişlerdi. O sözleri hiç unutmam. Şimdi daha iyisini yapmak için yeniden buradayım." diyor gururla gülümseyerek.
Yeni stadın çimleri kısa sürede gürleşmeye başlamış bile. Mengirkaan, bu konuda oldukça iddialı:
“Kısa zamanda Türkiye’nin sayılı çimlerinden biri olacak bu saha. Çünkü her santimetresinde emek var, sevgi var. Benim için burası bir futbol sahasından çok daha fazlası — bir yaşam alanı.”
21 Kasım Şehir Stadı artık sadece modern bir tesis değil; aynı zamanda bir emeğin, bir sevdanın hikâyesi. Ve o hikâyenin merkezinde, toprağı avuçlayarak yeşili yeniden doğuran bir isim var: Abdülkerim Mengirkaan.
“Bu saha benim hayatımın yeşilidir. Burada top koşturan her oyuncu, aslında benim emeğimin üzerinde koşuyor. Bundan daha büyük bir mutluluk yok." diyor duygulanarak.