Mardin’in güzide ilçelerinden Derik’te bulunan tarihi mekanlar arasında 6 kilise bulunuyor. Bu kiliseler Süryeni, Ermeni ve Kaldanilere ait olduğu biliniyor.
Mardin’in güzide ilçelerinden Derik’te bulunan tarihi mekanlar arasında 6 kilise bulunuyor. Bu kiliseler Süryeni, Ermeni ve Kaldanilere ait olduğu biliniyor.
DÊRA SOR
Derik ilçesi sınırları içerisinde Süryani, Ermeni ve Keldanilere ait 6 kilise olduğu söylenmektedir. Bu 6 kiliseden şu an ilçede en eski olan ve 1650 yılında inşa edilen Surp Kevork Ermeni Kilisesi olarak da anılan Dêra Sor Kilisesi ayakta kalmayı başarmıştır. Bu kilise inşaat esnasında hem ibadet hem eğitim amaçlı iki bölümden oluşmuştur. Kilisenin yapımında kırmızı toprak kullanıldığı için buraya Kürtçe KIRMIZI KİLİSE anlamına gelen Dêra Sor adı verilmiştir.
QESRA QENCO
Derik’e bağlı Atlı(Qesra Qenco) mahalle merkezinde bulunmaktadır. Mardin - Urfa yolunun 67. km' sinden sola ayrılan 1 km sonra Qesra Qenco'ya ulaşılır.Kesr hicri 1120-miladi 1705'te inşa edildiği ve hicri 1320-miladi 1905 yılında Hüsén'é Qenco tarafından yenilendiğini kapı üzerindeki hitabeden anlaşılmaktadır. Kesr 300 m çevresinde etrafı dört köşe surla çevrilerek müstahkem bir kale şeklinde inşa edilmiştir.Kesr'ı çevreleyen surun kalınlığı 80-90 cm dir. Şatonun dört köşesine dışardan gelecek olan tehlikeleri gözlemlemek amacıyla birer gözetleme kulesi inşa edilmiştir. Kuzey ve batıda olmak üzere iki kapısı vardır. Derik’in tarihi eserleri arasında önemli bir yere sahip olan Qesra Qenco, görülmeye değer bir yapı konumundadır.
RABAT KALESİ
Derik ilçesinin 15kmbatısında Hisaraltı Köyü'nde bulunan Rabat Kalesi'nin kitabesi günümüze ulaşamamış olup, kaynaklarda da yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu bakımdan kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kale Artuklular döneminde onarılmış, bu dönemde de bir takım ilavelerle genişletilmiştir. Artuklu dönemi öncesi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Günümüze gelebilen kalıntılarından kalenin yöresel kesme taştan ve yer yer de moloz taştan yapıldığı anlaşılmaktadır. Oldukça büyük ölçüde olan kalenin 15 burcu olup, dikdörtgen planlıdır. Köşelerinde dört gözetleme kulesi bulunmaktadır. Buradaki burçlar ve kuleler 15 m yüksekliğe kadar ulaşmaktadır. Kalenin doğu ve batısında iki kapısı vardır. Kale içerisinde, yeraltında depolar ve birtakım barınaklar olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kale içerisindeki kalıntılardan bir bölümünün kale komutanına ait bir köşke ait olduğu da iddia edilmiştir. Kuzeyden güneye doğru uzanan gittikçe genişleyen bir vadi üzerinde kurulmuştur. Bu günkü harabeler arasında saray, kilise, birçok bina kalıntıları hala bulunmaktadır. Büyük kiliseyi gösteren tarafta üzerlerinde haç işaretleri bulunan yekpare taşların yerleştirilmesi ile oluşturulan binalar meydana gelmiştir. Bu tarz yapılanmada Roma stilinin olduğu Rabat şehrinin de Roma döneminde kalan bir şehir olduğu tahmin edilmektedir.
SİN VE SEYDOŞ HAZRETLERİ
İslamiyeti yaymak amacıyla bölgeye gelen ve bu bölgede yaptıkları savaş sonucun da şehit olduğu sanılan iki kardeştir. Hz.Sin'in mezarı Derinsu köyünde bulunmaktadır. Bu tarihi türbe ve mezarlık zaman içinde mezar hırsızlarınından dolayı harap olmuş durumdadır. Mezarların mimari yapısı oldukça dikkat çekicidir. Bu çekicilik nedeniyle altın ve değerli eşyaların olduğu sanılarak tarihlerinin eskilere dayandığı bilinen bu mezarlardan bugüne kadar mezar hırsızlarından ancak birkaçı kurtulabilmiştir. Hz.Seydoş'un türbesi ise Sin ve Xanûk Köyü arasında Dumluca Barajı kıyısında yeşillikler arasındadır. Bu türbenin avlusunda bulunan pınarın akıcılığı ilginçtir. Bu pınardan yüzeye bol miktarda su çıkmaktadır. Fakat bazen gün içinde ara sıra hiç su akmamış gibi kuruduğu görülmektedir. Bu iki kişinin Kız kardeşleri olarak bilinen Zînê'nin türbesi de Hz.Seydoş türbesinin yakınındadır. Çevre il ve ilçelerden oldukça ziyaretçi akınına uğrayan türbeler görülmeye değer bir yerdir.