Mardinli Yaşam Koçu Murat Çuhadar, tarihi kente vefa borcunu ödemek için uluslararası festivallerde yayımlanacak ‘Doğunun Kapısı Mardin’ belgeselin çekimlerine başladı.
Murat Çuhadar, tarihi kente vefa borcunu ödemek için uluslararası festivallerde yayımlanacak ‘Doğunun Kapısı Mardin’ belgeselin çekimlerine başladı. Çuhadar; Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin, Keldanilerin, Süryanilerin, ateşe tapanların ve Kızılderililerin bulunduğu bir coğrafyadan tüm dünyaya bir barış mesajı vereceklerini söyledi.
Yapımcılığı ve Genel Koordinatörlüğünü Türkiye’nin Yaşam Koçu ve Sosyal Siyaset Uzmanı Murat Çuhadar’ın üstlendiği ‘Doğunun Kapısı Mardin’ isimli belgeselin çekimleri başladı. Bu güne kadar çekilmiş tanıtım filmleri ve belgesellerden çok ayrı bir formatla çekilen belgesel, Eylül ayında Mardin ve İstanbul Galaları ile seyircinin karşısında olacak. Ekim ve Aralık tarihleri arasında ise Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere, Danimarka ve İsveç’te yine Gala programı içerisinde gösterime çıkacak. Belgeselde yapay zeka teknolojisinde yer verilerek geçmiş tarih değerleri işlenecek. Belgesel uluslararası yayın platformlarının aynı sıra sosyal ağlarda önemli bir pozisyon yeri alacak.
‘MARDİN DÜNYADA BENZERİ ÇOK AZ OLAN BİR ŞEHİR’
Mardin’de çekimlerine başlayan Çuhadar, DHA muhabirine, tarihi kente vefa borcunu ödemek için belgesel çektiğini ve Mardin’i bütün dünyaya tanıtacağını söyledi. Mardin’in 5 bin yıldan fazla bir tarihe sahip olduğunu kaydeden Çuhadar, şöyle konuştu:
“Mardin, içerisinde sahabe mezarlarının bulunduğu, inanç ve turizm yönüyle dünya genelinde benzeri çok çok az olan bir şehir. Bu şehrin gelecek nesillere, ama ondan önce bugünkü global yaşam içerisinde yapılan operasyonlara karşı ülkemin, turizm cennetlerinin bir tanesinin burası olduğunu ortaya koymak istiyorum. Birlik, beraberlik, demokrasi ve barış içerisinde dipdiri ayakta olan Mardin, bir yandan ezan okunurken diğer yandan da çanların çaldığı bir şehir. Sadece Türk, Kürt ve Arapların değil bunların yanında Yezidilerin, Keldanilerin, Süryanilerin, ateşe tapanların ve hatta bir rivayete göre Kızılderililer bulunduğu bir coğrafyayı dünyaya tanıtmakla alakalı bürokratik engelleri tamamen aşarak bireysel projelendirme yöntemini kullanıp Mardin sevdalılarıyla dünya bir mesajı vermek istiyorum. Biliyorsunuz; Danimarka ve İsveç’te, hatta Avrupa’nın birçok ülkesinde Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılar vardı. Ama biz burada İncil ve Tevrat’ı nasıl kalbimizde koruduğumuzu, inanç özgürlüklerin günümüzde bile demokratik çerçeve içerisinde her dinden ve her dilden insanın yaşadığı bir yapının dünyaya terbiye olması adına bu belgeseli çekiyoruz.”
‘BELGESEL MARDİN’İN TANITIMINA KATKI SUNACAK’
Turizm işletmecisi Yusuf Yomak da belgesele gönüllü olarak destek verdiğini ifade ederek, “Mardin’i daha da güzelleştirmek için elimizden geleni hepimizin yapması gerekiyor. Bu çekilen belgesel Mardin’i tanıtmak için çok iyi bir fikir olduğuna inanıyorum. Belgesel, Mardin’in tanıtımına katkı sunacaktır.” diye konuştu.
‘ULUSLARARASI ŞAHMERAN TANITIM GÜNLERİ’
Mardin Turizm İşletmeleri Derneği Başkanı Aslan Paşaoğlu da uluslararası platformlarda yayımlayacak belgeselin mutlaka faydalı olacağını söyledi. Belgeselin yanında festivallerin de düzenlenmesi gerektiğini anlatan Paşaoğlu, “Mardin Turizm İşletmeleri Derneği olarak, birçok konuyu gündeme getiriyoruz. Önümüzdeki Eylül ayında uluslararası aktivistlerin katılımıyla Şahmeran Tanıtım Günleri yapacağız. Yurtdışından yaklaşık 50 ressam aktivist gelecek. Yurtiçinden de gelecek arkadaşlarımız var. Onlarla birlikte güzel bir tanıtım günleri yapmayı planlanıyoruz.”