Türkiye’de futbol kamuoyu son günlerde “bahis soruşturması” başlığı altında tartışmalara boğulmuş durumda. Süper Lig dahil toplam 1024 futbolcunun, Futbol Disiplin Talimatı’nın 57. maddesi kapsamında Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edilmesi, özellikle alt liglerde dengeleri derinden etkiledi.
Bu soruşturmadan en fazla etkilenen kulüplerden biri de Nesine 2. Lig Kırmızı Grup’un lideri Mardin 1969 Spor oldu. Kulübün 10 futbolcusunun bahis oynadıkları iddiasıyla PFDK’ya sevk edilmesi, hem soruşturmanın kapsamı hem de zamanlaması konusunda ciddi tartışmaları beraberinde getirdi.
İddialar 4–5 Yıl Öncesine Dayanıyor
Kamuoyunda ilk aşamada bu futbolcuların “yakın dönemde” bahis oynadığı algısı oluşsa da, kulüp çevrelerinden ve dosyaya yakın kaynaklardan aktarılan bilgilere göre iddiaların 4–5 yıl önceki Avrupa maçları dönemine dayandığı belirtiliyor. Bu durum, soruşturmanın zamanlamasıyla ilgili soru işaretleri ortaya çıkmasına neden oluyor.
“Geçmişte işlenmiş bir fiilin elbette cezası olmalıdır” ilkesi genel kabul görmekle birlikte, iddiaların bu kadar eskiye dayanması lig devam ederken yapılan sevklerin etkisini daha da büyütmüş durumda.
Ligin Ortasında Gelen Sevklerin Yarattığı Etki
Soruşturmanın tam sezon ortasında duyurulması, özellikle bütçesi sınırlı kulüpler üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu.
Mardin 1969 Spor gibi mütevazı bir kadro ile çalışan ve buna rağmen grubunda 29 puanla lider durumda olan bir takımın, bir anda kadrosundan 10 oyuncuyu kaybetme ihtimali teknik ve sportif açıdan sarsıcı bir tablo ortaya koyuyor. Alt liglerde kadro derinliği sınırlı olduğu için, sezon ortasında bu çapta bir oyuncu kaybı takımın rekabet gücünü doğrudan etkileyebilir.
Rakip Kulüpler Üzerindeki Etkiler ve “Fırsatçılık” Tartışmaları
Futbol kamuoyunda bazı yorumcular ve taraftar grupları, büyük bütçeli fakat saha başarısını yakalayamamış bazı takımların bu süreci “fırsata çevirmek istediği” yönünde eleştiriler getiriyor. Bu iddialar doğrulanmış değil, ancak kulüpler arası rekabetin sertleştiği bir dönemde bu tür algıların ortaya çıkması şaşırtıcı değil.
Ligde büyük yatırım yapan ancak beklenen performansı gösteremeyen ekiplerin, rakiplerinin bu tür soruşturmalarla güç kaybetmesini kendi lehlerine bir avantaj olarak değerlendirdiği yönündeki tartışmalar giderek büyüyor.
“Futbolcular Ceza Almalı, Kulüpler Günah Keçisi Olmamalı” Görüşü Yaygınlaşıyor
Futbolda disiplin ve dürüstlük ilkeleri elbette tartışılmaz. Ancak kamuoyunda giderek daha fazla dile getirilen görüş şu şekilde özetlenebilir:
• Bahis oynayan futbolcular cezalandırılsın, ancak kulüpler özellikle yıllar öncesine dayanan bireysel hatalar nedeniyle mağdur edilmesin.
• Takımlar sezon ortasında cezai süreçlerden dolayı dramatik şekilde zayıflatılmamalı.
• Cezalandırma, bireyin fiiliyle orantılı olmalı; kulüpler zincirleme şekilde cezaya maruz bırakılmamalı.
Bu bakış açısı özellikle alt lig kulüplerinin finansal zorlukları da düşünüldüğünde daha da güç kazanıyor.
Sonuç: Adaletin Hem Zamanlaması Hem Uygulaması Tartışma Konusu
Mardin 1969 Spor ve diğer kulüplerle ilgili verilecek cezaların yakın zamanda açıklanması bekleniyor.
Bu süreçte en büyük beklenti:
• Adil yargılama,
• Orantılı cezalandırma,
• Ligin bütünlüğünü koruyan bir uygulama.
Futbol kamuoyunda soruşturmanın hukuki boyutunun yanı sıra zamanlaması, etkileri ve lig dengelerine yansıması uzun süre tartışılacağa benziyor.
