Haber Analiz: Havaya mı, hayata kurşun mu?

Düğün kutlamasında adete güç gösterisi haline gelen havaya ateş açılması meselesi damlarda yatan insanları tehdit ederken  son olarak 12 yaşındaki Onur Başboğa’yı henüz kimden ve nereden geldiği belli olmayan maganda kurşunu aramızdan aldı. Bu olay tekrar düğünlerde havaya ateş açılma geleneğini gündeme getirdi.

İnsanların sevinç anında, mutlu günlerinde, güzel bir haber aldığında havaya ateş açması bir adet haline gelmiş durumdu. Bazı toplumlarda da bu şov haline gelmiş durumdu. En iyi silah ben de, havaya en iyi ben silahı sıkarım şovu işte böyle canlar alıyor maalesef.

Bölgemizde 20 yıl öncesine kadar düğün salonu geleneği yoktu. Bütün düğünler köylerde açık alanda yapılıyordu. Düğünlerde havaya ateş açılıyordu. Ama şehirleşmeyle birlikte düğünlerimizi gün geçtikçe sayıları artan düğün salonlarına taşıdık. Kırsalda yaygın olan silah sıkma olayını maalesef bu sefer şehirlere de taşımış olduk. Tabi şehirler daha kalabalık olduğu için yukarıya sıkılan bir kurşunun gelip bir insana çarpma oranı artıyor.

ABD’de yayımlanan bir rapora göre, 61 metre yüksekten saatte 220 kilometre hızla insan kafatasına giren bir mermi “ağır yaralanmaya ya da ölüme” neden olabiliyor. Bu rapor da havaya sıkılan kurşunun aslında cana sıkıldığının bir kanıtı.

DAMLARDA YATANLAR TEDİRGİN
Onur’u hayattan koparan kurşunun bir düğün ile ilgisi olup olmadığını güvenlik güçlerinin yapacağı çalışmalar neticesinde belli olacak. Ama sıcakların 45 – 50 dereceleri bulduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Mardin’de vatandaşların çoğu damlarda yatıyor. Düğünlerde havaya sıkılan silahlar yüzünden son günlerde damda yatan insanlardan çok sayıda şikayet geliyor. Özellikle gece geç saatlerde biten düğünlerde damat ve gelinin salondan çıktığı esnada havaya ateş açılması o saatte uyuyan aileleri tedirgin ediyor.  Şehir içindeki kutlamalarda havaya ateş açılması problemi yasal yöntemlerle, büyük bir mahalle baskısıyla, kanaat önderlerinin atacağı adımlarla önlenebilir.