Suriye’deki iç savaş nedeniyle 11 yıl önce Mardin Kızıltepe’ye yerleşen 22 yaşındaki ressam Muhammed Melle Ali’nin Rönesans dönemini anımsatan tabloları büyük beğeni topluyor.
Ressamlığın yanında müzik yeteneği de olan Muhammed Melle Ali, okul yıllarında yaptığı bir çok tablosunun kaybolması nedeniyle kendini “tabloları kayıp olan ressam” olarak tanımlıyor.
Muhammed Melle Ali Suriye’de oldukça varlıklı bir ailenin ferdiyken ülkesindeki iç savaş nedeniyle 11 yıl önce Türkiye’ye göç etmiş. Muhammed Melle Ali, savaşa, kötülüklere inat eserlerinde hep güzeli ele almış. Sanatçı ruhlu bir annenin ellerinde büyüyen Muhammed Melle Ali, Rönesans dönemini anımsatan tablolar çiziyor. Ressamlığın yanında müzik yeteneği de olan Muhammed Melle Ali, okul yıllarında yaptığı bir çok tablosunun kaybolması nedeniyle kendini “tabloları kayıp olan ressam” olarak tanımlıyor. İsterseniz gelin on parmağında on marifet olan bu genç yeteneği kendisinden dinleyelim.
“Yeteneğimi henüz 4 yaşındayken keşfettim”
“Benim adım Mauhammed Melle Ali. 11 yıl önce buradayım (Kızıltepe). Resim sanatıyla uğraşmaktayım. Yeteneğimi henüz 4 yaşındayken keşfettim. Annem de zamanında resim ile uğraştığı için bana da etkisi oldu. Tabi zamanla o bıraktı. Ağabeyim, kardeşlerim resim çiziyorlardı. Onların yanına gidince bana kızılıyorlardı. Ben de merak ettiğim için kendi kendime başladım. Balonlar, palyaçolar çiziyordum, oradan başlayıp devam ettim. Sanatçı arkadaşlarla da tanıştım onların desteğiyle de kendimi geliştirdim.”
“Rönesans dönemini seviyorum”
Dünyanın güzel olmadığı için sanatın var olduğuna inandığını belirten Melle Ali, “Resim benim hayal dünyamdır. Nasıl dünya güzel olmadığı için sanat vardır. Her sanatçının ayrı bir hayali vardır. Kimisi üzücü, kimisi mutluluğu çizer, kimisi sakin ve sabit bir sanata sahiptir. Ben daha çok Rönesans dönemini, eskiyi, eski bir vazoyu çizmekten haz alırım. Resme baktığın zaman o hissi anlarsın. Kimi arkadaşlarım korkunç figürler çizerdi.Leonardo di ser Piero da Vinci tarzı çizerdim.” diyor.
“Benim üzücü bir ruhum yok”
Hayata güzel baktığını güzel olanla ilgilendiğini vurgulayan Melle Ali, “Benim üzücü bir ruhum yok. Mizahı çok seviyorum. Onun için mizahkar bir insan olduğuma da inanıyorum. Onun için savaşla sanatımı karıştırmak istemiyorum. Savaş savaştır ama benim sanatım ayrıdır.” açıklamasını yapıyor.
Melle Ali isminin nerden geldiğini de anlatan genç yetenek şunları söylüyor: “Melle Ali lakabını sadece resim de kullanıyorum. Rutin hayatta Muhammed Melle Ali oluyorum. Tiyatroyu çok seviyorum. Bir şeyi taklit etmeyi de çok seviyorum. Okulda hocalarımı, özellikle okul müdürünü taklit ederdim. Taklit etmek istediğim bir şeyi kafaya koyduğumda onu başarmadan bırakmam. Değişik ruh hallerim oluyor. Bazen yabancı bir parçayı ezberleyip aynı mimiklerde söylerim. Resim haricinde gitar öğrendim. Aslında ilkin saz çaldım. Sonra gitar daha çok beni kendine çekti. Şarkı söyleyecek seviyeye geldiğimde onu da bıraktım. Aslında bıraktım derken onlar hep hayatımda var ama bu sefer satrança yöneldim. O da ayrı bir zeka, ayrı bir bakış açısı gerektiriyor. Halen satranç öğreniyorum.”Tabloları kayıp olan ressam konusuna da değinen Melle Ali, “Liseye hazırlanırken sene 2017 Diyarbakır güzel sanatlar lisesinde yetenek sınavına girdim. Kazandım Mardin’e geri döndüğümde Mardin’de güzel sanatlar lisesini de kazandım ve Mardin’de devam ettim. Lisede yaklaşık 5 tablom kayıp oldu. Bunun için okulu değiştirdim. Çünkü baya haksızca uğradım. Bir sene sınıfta bıraktılar. Onun için yeni bir okula yerleştim. Okula bir sergi ve konser yapma teklifinde bulundum ve fikrimi beğendiler. 2019 da Mova Parkta bir sergi açtım ve aynı anda konser verdim. Şarkı söyleyerek hem öğrencilere resimde yardımcı oldum hem de müzik ekibi ile uğraştım. Sonunda başardım ve okul adına orada güzel bir sergi ve konser vermiş olduk. Resim çizmeyi yaklaşık 4 sene bıraktım. ama Ellimdeki yeteneğe güvenerek bıraktım 2023 yılında tekrar resim çizmeye başladım. Bu sefer ortak arkadaşlarımla resim kursu açtık ve öğrencilerim oldu, ders vermeye başladım. Kimi kursiyerim liseyi kazandı kimisi ise üniversiteyi kazandı. Çok güzel anılarımız oldu. Üniversiteyi Mimar Sinan yada Marmara’da okumak isterdim. Ama liseden mezun olunca okul hayatını bıraktım.” şeklinde konuşuyor.