Mardin Koronayla Mücadele Platformu gönüllüleri pandemi sürecinde toplumsal duyarlılığı arttırmak için çalışmalara başladı. Sosyal medya üzerinden çağrılarını sürdüren platform gönüllüleri, yazılı ve görsel basın üzerinden de toplumu korona ile mücadele konusunda harekete geçirmek için mesajlarını paylaşmayı sürdürüyor.
Platform gönüllülerinden Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Başkanı Mehmet Şerif Öter, Mezopotamya Gazeteciler cemiyeti onursal Başkanı ve barış aktivisti Cemil Aydoğan, Alim emekli Din görevlisi Abdüllatif Nakşioğlu, Tiyatro sinema sanatçısı Osman Xunav ve eğitimci yazar Mecit Boran görsel medyada katıldıkları bir programda pandemiye karşı vatandaş duyarlılığını arttırma noktasında mesajlar verdiler.
Platformun hedeflerini değerlendiren Öter, Mardin´in tüm ilçe ve köylerinde koordinasyonu sağlayacak şekilde insanlara ulaşacaklarını söyledi. Öter, ?Her şeyi devletten beklemememiz gerekiyor. Mardin´de gönüllülük temelinde korona salgını ile mücadelede bir platform oluşturalım dedik ve sosyal medya üzerinden yaptığımız çağrıya toplumun farklı kesimlerinden birbirinden değerli 60´a yakın insan destek verdi. Platformu kurduk ama ne yapacağız? Öncelikle insanlarımızı uyaracağız ve sonrasında meydanlara da çıkacağız. Koronayla mücadelede duyarsız kalan kesimlere sesleneceğiz, çünkü bunlar resmen ailelerini katlediyorlar. Covid-19 tedavisinde hastanelerde yer yatak kalmamış. İnsanların çoğu evlerinde karantina altına alınıyor ve tedavileri evlerinde yapılıyor. Morgların önünde insanlar cenazelerini bekliyor. Bu büyük bir ibrettir. Şimdi ne yapılabilir. Henüz bu musibetin, salgının ilacı bulunmamış. Dünya uğraşıyor, bilim uğraşıyor, ne yapılabilir? Şuan bu virüse karşı en büyük mekanizma, silah insanın kendini korumasıdır. Bilim insanları, devlet yetkilileri, Sağlık Bakanlığı sürekli çağrılar yapıyor. Üç şey söylüyorlar; sosyal mesafe, maske ve hijyen. Ama ilgisiz, duyarsız ve rahat davranan insanlarımızın sayısı çoğunlukta ki, hangi tarafa gitseniz kalabalık ve birbirine yapışık, tedbirsiz insanlar. Devlet her bir kişinin başına bir polis, asker koyamaz. Cezayla da bu iş olmuyor. İnsanların bu konuda biraz duyarlı olmaları gerekiyor. Bizim bu platformu kurmamızın amacı, biz bizi uyaracağız. Sloganımız nedir; koronavirüs nefesimizi kesmeden biz onun önünü keseceğiz. Bizler sivil olarak sosyal medya üzerinden, basın aracılığıyla çağrılarımızı yapacağız.
Emekli Din Görevlisi Abdüllatif Nakşioğlu ise şunları söyledi: ?İnsanların birbirini iyi olana, güzel olana çağırması en iyi meziyetlerdendir. Dinimiz temizliği salık veriyor. Bu korona illetinin tedavisi temizlikten geçiyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed´in yolundan gidersek koronayı mutlaka yeneriz. İnançlı insanlar olarak korona tedbirlerini aksatmamalıyız. Sadece kendimizi değil bütün insanların sağlığını düşünerek hareket etmeliyiz.?
Tiyatro ve sinema sanatçısı Osman Xunav, şöyle konuştu: ?Dikkat etmeliyiz, korona meselesi çok ciddi. Özellikle TV´lerde çıkan dizilerde sanki bu süreç bitmiş gibi davranılıyor. Bu sürecin hassasiyetine uygun davranılmıyor ama davranmak zorundayız, bilinçli olmak zorundayız. Biz sanatçılar olarak bu süreçte üzerimize düşeni yapmaya hazırız.?
Pandemi ile etkin mücadelede sivil alanda yapılabilecekler Tigris Haber yazarlarından eğitimci yazar Mecit Boran ise pandemiye karşı toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi noktasında eğitim metotlarına vurgu yaparak şunları ifade etti: ?Amacımız pandemi ile etkin mücadeledir. Devletin kurumları aracılığı ile yaptığı mücadelenin yanında ikinci bir alan vardır ve biz buna sivil alan diyoruz. Eğer biz sivil alandakiler koronayla etkin bir şekilde mücadele edebilirsek bu salgınının üstesinden gelebiliriz. Eğitimde en etkili metot ilgi ve merak uyandırmaktır. Bunu da halihazırda sosyal medya ve yazılı, görsel basın üzerinden yapacağız. Yüz yüze görüşme şuan tali plandadır.??
"Doğrudan yana yanlışların karşısında olacağız, tarafsız olmayacağız"
Barış Derneği Başkanı Cemil Aydoğan ise virüsle mücadelede zaafiyete yol açan sorumsuz yaklaşımları eleştirerek, doğrudan yana toplumun taraf olması gerektiği söyledi. Aydoğan, ?Eğer biz üzerimize düşen insani sorumluluğumuzu yerine getirmesek bir anlamda bu hastalığın ortağı olmuş olacağız. Bu hastalığa karşı insanlarımızın sorumsuzlukları aşağı yukarı aynıdır. Dünya Sağlık Örgütü´nün, Bilim Kurulu´nun maske, sosyal mesafe ve hijyen uyarılarını insanlarımız maalesef dikkate almıyor. Tüm uyarılara rağmen insanlar maskesini ağzına takacağına koluna takmaya devam ediyor. İnsanlarımız bu sorumsuzlukla nereye gidecek? İnsanlarımızdan beklentim şudur, herkes önce kendi sorumluluğunu bilecek. Sorumsuz davrananları da uyarmak zorundayız. Uyarımızı yapmasak onlara telim olmuş olacağız. Ya bu sorumsuzluğu ortadan kaldıracağız ya da bu hastalığın pençesinde öleceğiz, bunun başka yolu yok. Bir şey ye doğrudur ya yanlıştır, üçüncü bir seçenek yoktur. Her zaman doğrudan yana yanlışların karşısında olacağız, tarafsız olmayacağız. Pandemi sürecinde üzerimize düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeye çalışmalıyız.? açıklamasını yaptı.