Tarih: 12.01.2015 13:19

Mardin kMM'nin Ocak ayı toplantısı yapıldı

Facebook Twitter Linked-in

Mardin Küçük Millet Meclisinin ziraat mühendisi Dr. Abdullah Eren moderatörlüğünde Kızıltepe Ticaret Borsası toplantı salonunda yapılan toplantısına her zaman olduğu gibi Mardin’den hiçbir Milletvekili ve belediye başkanı katılmadı.

Toplantıda, 2014 yılında Türkiye’de 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu, gelişen olayın ve yapılan yorumlar, paralel yapı, darbemi, tasfiyemi, hizmet hareketi hükümetin birlikteliği güvenlik politikaları yargının saygınlığı ve konuyla ilgili kurulan meclis araştırma komisyonun göreviyle ilgili konular ele alındı.

Toplantıda; Mardin Toplumsal Federasyonu Başkanı ve MkMM koordinatörü Mehmet Şerif Öter, Kızıltepe Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin, Kızıltepe Kürt Demokratlar Platformu başkanı Kasım Buğurcu, ve katılımcılardan Mahsum Erdoğan, birer konuşma yaptı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Mardin Küçük Millet Meclisi koordinatörü Mehmet Şerif Öter çalışan gazeteci ve idarecilerin günlerini kutlayarak şunları söyledi. “Çalışan Gazeteci ve idarecilerin gününü kutluyorum. Basın için üçüncü güç diyorlar ama, bazen basın halk için ikinci güçtür. Basın halkı bilinçlendiriyor. Bilinçli halk  da örgütleniyor. Bilinçli halk  da duyarlı oluyor. Onun için bize göre basın  çok önemlidir. Bizim 7-8 yıllık sivil toplum çalışmalarımızı,  halka tanıtmak ve bize o şevki veren en büyük pay sahibi basındaki arkadaşlarımızdır. Bu vesileyle kendilerine teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Yapılan sekizinci toplantıda da hiçbir milletvekili ile belediye başkanının katılmadığına dikkat çeken Öter, “Türkiye’nin yarısında küçük millet meclisleri sağlıklı bir şekilde her ay toplanıyor. Bir toplantıya değilse ikinci toplantıda ya belediye başkanları, ya da vekillerin katılımı oluyor. Ama bize gelince, bugün sekizinci toplantıyı yapıyoruz. Sadece geçen ayki yedinci toplantımızda Mardin Milletvekili Abdürrahim Akdağ tam gün katılacaktı. Mardin’de seçimleri olduğu için toplantının son 25 dakikasında katılabildi. Bu ayki toplantımıza ise gene milletvekilleri katılmazken, hele belediye başkanları, sağ olsunlar demek ki çok yoğunlar, bugüne kadar hiç katılmadılar” diyerek sitem etti.

Kızıltepe Ticaret Borsası yönetim kurulu başkanı Mehmet Şahin ise konuşmasında, insanlığa hizmet için yola çıktıklarını belirterek “Önemli olan bir yola çıkış vardır. Ve Yolun sonu yoktur. Bir varış noktamız yoktur. Bizim misyonumuzda topluma hizmetkârlık vardır. Özellikle biz bu yola koyulurken hizmet üreten kişiler Sivil Toplum Kuruluşları, Meslek Odaları arkadaşlarım yola çıktıklarında, ismi her ne kadar Küçük Millet Meclisi olsa da bizim gözümüzde büyüktür. Bizim için önemli olan insanlığa hizmet etmektir. Eğer biz bu hizmetkârlığı layıkıyla yerine getiriyorsak  ve vicdanen rahatsak ve rahat bir şekilde uyuyabiliyorsak, görevimizi hakkıyla yapmışız demektir.” diye konuştu.

“O kadar öğrenci polis yapılırken hükümetin hiç mi haberi yoktu”

Katılımcılardan Mahsum Erdoğan’da yaptığı konuşmada, düne kadar hükümetin paralel yapının icraatlarına göğüs kabartarak alkış tuttuğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı. “Hükümet ilk başta hizmet hareketiyle beraber hareket ettiği zaman bir sorun yoktu. Türkü yarışmaları olurdu. Hem Türkiye’de hem başka ülkelerde alkışlarla gururla göğüslerini kabartarak ‘Bizi temsil ediyor’ diyorlardı. Ne zaman ayrılık oldu? Çıkar ilişkileri ters olunca, tabiî ki ayrılıklar başladı. Hizmet hareketinin diğer hükümetlerde de aynı çalışmaları devam etmiştir.  Hizmet hareketinin konusu eğer din olsa, doğru olan hiç bir zaman yarı yolda kalmaz. Eğer amacınız din olsa, siz sadece dine hizmet edersiniz. Yurt dışında insanları belirli bir noktaya getirmezsiniz. Ve onları roket gibi sağlamazsınız. Yani ben burada bunları anlatırken sakın ola ki yanlış anlaşılmasın, ben hiçbir partinin ya da hareketinin yanında, ya da karşısında değilim. Sadece doğru olan neyse ve gördüklerimi anlatmaya çalışıyorum. Dershanelere siz ÖSM sorularını verip kendi öğrencilerinizi yerleştirdiğiniz zaman, hizmet hareketi idi. Ve hükümetle çalışmalarınız hizmet hareketi idi. Ne zaman araları bozuldu, Dershaneler kapatılmak istendi. Daha sonra öğrenciler tepe taklak şuan sorular birbirinden çalınıyor. Burada dershanelerde ve kendi okullarında olan öğrenciler değişik ve iyi yerlerdeydi. Özellikle Anadolu liselerini kazandıkları zaman ben buna şahit olmuşumdur. ‘Gelin biz sizi ağabeylerin yanına gönderelim orada sizi polis okullarına göndereceğiz. Polis olursunuz. Bırakın Anadolu lisesinden ne iş var?’ diyorlardı. ‘Bu öğrencilerin hepsi polis yapılırken devletin hiç mi haberi yoktu?’ diye insan düşünmeden duramaz. Fakat bunlar beraber tencereyi pişirmeye verdiler. Aralarında her nedense bir sorun çıktı bu şekilde ortaklık bozuldu.” diye konuştu.

“Paralel yapının 40 yıla dayanan bir stratejisi var”

Hükümet ile Gülen hareketinin zorunlu bir evlilik yaptığına vurgu yapan, Kızıltepe Kürt Demokratlar Platformu başkanı Kasım Buğurcu,  Erdoğan’ın ilk hükümeti kurduğunda Fethullah Gülen ile anlaşarak hazır kadrolarını yerleştirdiğini söyledi.

Buğurcu, “Aslında kökenine baktığınız zaman paralel yapı ne zaman oldu? Paralel yapı aslında 2002 yılı seçiminden önce. Fethullah Gülen hocayı takip ettiğiniz zaman 40 yıla dayanan bir stratejisi var. Emniyet mensubu yetiştirmek, Savcı hâkim yetiştirmek için, hukuk fakültelerinde kendisi gibi düşünen öğrencileri yetiştirdi. Sonradan bunlar mezun oldular. Derken mazlumluk politikası ile, bir şiir için 6 ay hapiste yatan şu anki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan hapisten çıkınca, seçime katılma süreci başladı. Seçimi kazandı. Kadrosu yok. Emniyetin başına birisi lazım, elinde bir şey yok. Çünkü aniden iktidar oldu. Bir boşluk vardı. Hukukta adam lazım, Bakan lazım, elinde eğitimini almış yetişmiş personeli yoktu. Mecburen zoraki bir evlilikle Fethullah hoca ile oturup gereken yerlerle karşılıklı anlaşarak kadrolarını yerleştirdiler. Tabi ki çıkarları doğrultusunda hem devlete sızma, hem ihaleler olsun bu böyle devam etti. Ta  ki 2014 yılında patlak veren paralel yapıya kadar.  Paralel yapının patlak vermesinin nedeni, maddi çıkarların dışında 12 yıl süre zarfında devletin kendisi gibi düşünen, kendisi gibi hayata bakan ve kendi otoritesini sağlamlaştırmak adına yetişmiş bir kadro meydana gelince, paralel yapı bunu kabul etmemeye başladı.” diye konuştu..

“Özgürlükler sınırsız olmamalı”

Özgürlükler sınırsız olduğu takdirde başkalarına rahatsızlık verileceğine dikkat çeken Buğurcu, “Özgürlükler konusuna da değinmek istiyorum. Kesinlikle özgürlükler sınırsız olmamalı. Eğer biz özgürlükleri sınırsız bırakırsak, bu sefer başkalarını rahatsız etmeye başlarız. Örnek vermek gerekirse, dışarıda oturmuş iki tane genç zil zurna sarhoş olduktan sonra bağırıp çağırırlarsa, biz de özgürlük sınırsızdır dediğimiz zaman, bu sefer etraftaki esnafları rahatsız etmeye başlarlar.  Kesinlikle ve kesinlikle özgürlükler sadece başkasının kapısına dayandığı kadar sınırsızdır. Eğer başkasının kapısının arkasına sarkıtıldığı zaman, kesinlikle o özgürlük değildir. O zaman hakaret ve rahatsız etme niteliğini taşır.” diye konuşmasını bitirdi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —