Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy´nin başını çektiği 300 Fransız´ın Kur´an´dan bazı ayetlerin çıkarılması yönündeki skandal bildirisine tepki gösteren Mardin´in Midyat, Nusaybin ve Kızıltepe ilçelerindeki vatandaşlar hadsiz ve küstah bildirinin kabul edilemez olduğunu söylediler.
İLKHA mikrofonuna konuşan vatandaşlar, Müslümanların bölünmüşlüğünden cesaret alan emperyalistlerin her fırsatta İslami değerlere ve şahsiyetlere saldırılar gerçekleştirdiğini, bunu Müslümanların parçalanmışlığından kaynaklandığını ifade ettiler.
Emekli imam Habib Arslan, Kur´an ayetlerini değiştirmenin kimsenin haddine olmadığını belirterek Kur´an´ın Allah´ın koruması altında olduğunu vurguladı.
"Müslümanlara karşı sistematik bir şekilde oyun kuruyorlar"
"Kur´an-ı Kerim´e yapılan bu saldırıyı asla kabul edemeyiz." diyen Mehmet Atasağlam, "Allah´ın izniyle biz Müslümanlar bir ve beraber olduğumuz sürece, kol kola verdiğimiz zaman ne Fransa ne Amerika kimse bizimle baş edemez. Bu tür hadsizlikler sürekli yapılıyor. Müslümanlara karşı sistematik bir şekilde oyun kuruyorlar. Ama maalesef Müslümanlar bir türlü birlik olamıyorlar. Böyle parçalandığımız için zarar görüyoruz. Şu an bütün Müslümanlar bir olsa inanın bu konuşmalar olmayacaktır."
"Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır"
"Onlar ağızlarıyla Allah´ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır." ayetine atıfta bulunan imam hatip lisesi öğrencisi Yasir Çelik, "Biz Müslüman gençler olarak her zaman buna karşı duracağız ve durmaya devam edeceğiz. Müslümanlar tepki gösterdiğinde her zaman geri adım atmışlardır." diye belirtti.
Ali Kahraman ise şunları söyledi: "Bunların düşmanlıkları Peygamber efendimizin zamanından beri devam etmektedir. Bunların dedeleri de düşmandı, kendileri de. Kur´an´a yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Onu koruyan Allah´tır."
"Müslümanlar tarafından tepki gösterilmediği için bu cesareti gösteriyorlar"
Fransa´nın skandal bildiriyle sınırı aştığını ifade eden Eser Soysal, "Onlara karşı Müslümanlar olarak birlik olunması lazım, kenetlenmesi lazım. Müslümanlar olarak kendi içimizde bir birliktelik ve birleşme olmadığı için bunlar bu tür girişimlerde bulunuyorlar. Müslümanlar birlik olmadığı için, bir yerde zulüm olduğu zaman diğer Müslümanlar tarafından tepki gösterilmediği için bu cesareti gösteriyorlar." dedi.
"Onlar küfür ehli olarak üzerlerine düşeni yapıyorlar"
Hayrettin Mutlu, "Bunların, Allah´ın ayetlerini değiştirme girişimleri hiçbir şeyi değiştiremeyecek. Onlar küfür ehli olarak üzerlerine düşeni yapıyorlar. Biz Müslümanlar gereğini yapacak mıyız? Böyle bir hareket yaptıklarından onları caydırabilecek bir güç gerekir . Tepkilerin, bu söylemlerin laf olmaktan çıkıp somut bir şeyler olması gerekiyor. Harekete geçmemiz gerekiyor. Bunlar git gide yaptıkları hakaretlerin seviyesini yükseltiyorlar. Ama biz sürekli bir kınama seviyesindeyiz. Bizim de artık tepkiden ziyade farklı bir şeyler yapmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Hacı Şehmuz Elik, söz konusu hakaret bildirisinin kabul edilebilir bir tarafının bulunmadığını söyledi.
Elik, "Kur´an´ı Kerim biz Müslümanlarındır ve bizim kitabımızdır. Allah´ın ahdi var; kimse Kur´an-ı Kerim´le oynayamaz ve bir ayeti dahi değiştirilemez. Müslümanım diyen herkes bu karara karşı çıkması gerek. Kaç bin asırdır Allah-u Teâlâ´nın evi (Kâbe) Suudi Arabistan´dadır. İslam dini dışında oraya bir şey girmiyordu, şimdi orada Kilise yapılacak deniliyor, biz buna da karşıyız." değerlendirmesinde bulundu.
"Müslümanlar olarak buna izin vermemeliyiz." diyen vatandaşlardan Mehmet Şükrü Ekin ise şunları söyledi:
"Buna izin verirsek demek ki Müslüman değiliz. Herkesin karşı çıkması gerekir. Özellikle. Bazı ayetleri Kur´an-ı Kerim´den çıkarmak isteyenleri Allah, kahrı perişan eder."
"Fransa´nın yaptığı hadsizliktir"
Bildirinin Müslümanlara hakaret olduğunu dile getiren Eşref Gümüş, "Müslümanlar olarak bu tür kararlara karşıyız ve tepki vermemiz lazım. Fransa´nın yaptığı hadsizliktir ve haddini çok aşıyor. Bu bir buçuk Müslüman´a hakarettir. Türkiye devleti yöneticileri büyük bir tepki vermesi lazım. Fransa Ortadoğu´da değişen dengelere göre israile yaranmak için adımı atmıştır. Fransa´da yüz binlerce Müslüman yaşıyor. Orada yaşayan Müslümanlara da hakarettir. Fransa geri adım atmalıdır. Biz de tepkimizi en üst seviyeden göstermemiz lazım. Bu aynı zamanda Avrupa´da yükselen İslam düşmanlığının bir neticesidir. Artık İslam´ı hazmedemiyor. Üstat Bediüzzaman´ın ´Avrupa Osmanlı´dan gebedir´ sözü bir nevi vuku bulmanın sonucudur. Çünkü İslam bütün Avrupa´yı sarmıştır. Fransa bir an önce geri adım atmalıdır. Biz de Müslümanlar olarak buna karşı durmalıyız. Danimarka´da Hazreti Muhammed´in (sallallahualeyhivesellem) film skandalına ve yine Fransa´da Charlie Hebdo´nun Peygamberimize hakaret ettiği zaman tepkimizi gösterdiğimiz gibi yine tepkimizi göstermeliyiz." diye konuştu.
"Kur´an-ı Allah korur"
Abdurrahman Kurt da "Müslüman, Kur´an-ı Kerimi korumasa Allah koruyacaktır. Böyle bir şey yapabilmeleri mümkün değildir. Fransa, İslam âleminin nabzını ölçmek için böyle bir girişimde bulunmuştur. Müslümanlar ne diyecek, nasıl bir tepki verecek? Onu öğrenmeye çalışıyorlar. Kınamakla elimize bir şey geçmez tüm İslam âleminin bir olması lazım." dedi.
Hacı Şeyhmus Parıltı ise buna karşı olduklarını, Fransa´nın böyle bir şeyi yapma gücünün olmadığını ve onların mücadelesinin sürekli Müslümanlarla olduğunu söyledi.
"Bunlar, sözde aydın"
"Bunlar, sözde aydın ve kendi görevlerini yerine getiriyorlar." diyen Abdülkerim Şahin, "Önemli olan bunların yaptığı değil, bunun karşısında bizim ne yaptığımızdır? Bunlar kendi amaçlarını ve hedeflerini yaparken, bunun yanında şu anda Suudi Arabistan da bir kilisenin yapılması gündemde. Bu gibi söylemler ve bu gibi durumlarda aslında bizim tavrımız nedir? Ne yapmamız gerektiği bundan kaynaklı olarak biz Müslümanlar, İslam ülkeleri her anlamda ve her alanda tepkisini ortaya koyması gerekir." diye konuştu.
"Saldırılar Fransa´nın çöküşüne; İslam´ın yüceliğine, azizliğine işarettir"
Musa Gül, ?Fransa´nın Kur´an-ı Kerim´den bazı ayetleri çıkartmaya çalışması gerçekten küstahça bir harekettir. Bu olay Fransa tarafından ilk kez yapılmış bir hareket değil ve son olacak bir hareket gibi de gözükmüyor. İslam´a yapılan bu saldırılarının nedeni Fransa´da demokrasinin çöktüğünün ve insanların huzur İslam´da bulduğundandır. Kendi inançlarında inanç özgürlüğü olmasına rağmen İslam´ın kutsallarına saldırıyor ve camileri kundaklıyorlar. Kendi ülkelerinde camileri sokakların tenha yerlerine ve Müslümanları küçük mescitlere sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu kadar saldırı ve engellemeye rağmen insanların İslam dinine girmelerine engel olamadıkları için daha çok saldırıyorlar. Bu saldırılar Fransa´nın çöküşüne; İslam´ın yüceliğine, azizliğine işarettir. Aslında Müslümanların bu hakaretlere maruz kalmalarının nedeni Müslümanların arasındaki tefrikadır. Müslümanların bir an önce bu tefrikayı bırakıp aralarında vahdet olması gerekir." şeklinde konuştu
Hasan Özsoy da Fransa´nın Kur´an-ı Kerim´e hakaret etmesinin nedeninin ülkede artan Müslüman nüfusu ve böylece Müslümanların bir güç haline gelmesi olduğunu söyledi.
"Batının, İslam dininin sunduğu huzur karşısında insanlara sunabilecek bir şeyi yok"
"Doğrusu Kitap´ı (Kur´an´ı) biz indirdik, onun koruyucusu elbette biziz." ayetine atıfta bulunan Mehmet Salih Çevik, "Gerçek huzurun İslam´da olduğunu gören insanlar İslam dinine giriyor. Batı, İslam dininin sunduğu huzur karşısında insanlara sunabilecek bir şeyleri olmadığı için ve sömürdükleri insanları kaybettikleri için İslam´a ve Kur´an-ı Kerim´e saldırmaktadırlar ve Kur´an-ı Kerim´in ayetlerini eksiltmeye çalışıyorlar." dedi. (İLKHA)