Mikail Erbeyi, “Gelin ovaya bakın, ova yanıyor. Köylü çiftçiliği bırakacak. O verimli, mukaddes topraklar boşta kalacak. Bakın o çiftçi köyden göç ettiği zaman biz o çiftçiyi bir daha geri getiremeyiz.” dedi.
Mikail Erbeyi, Mardin GZT’nin Youtube kanalında gazeteci İslam Akış’ın sunduğu ‘Gündemin Akışı’ programında çiftçinin sorunlarını konuştu. Erbeyi, “Şuan Mardin bölgesinde mısır ve pamuk dönemidir. Bu dönemde mısır ve pamuğu suluyoruz. Ama malumunuz bölgemizde kangren haline gelen elektrik sorunu devam ediyor. Türkiye geneli çitçilerin girdi maliyetleri sorunları varken Güneydoğu’da özellikle Mardin, Şanlıurfa’da ve Diyarbakır’da elektrik problemi daha ön plandadır. Çiftçilerimizin sırtına artı bir yük binmiş oluyor. Bölgede elektrik kesintilerinden dolayı çiftçi mağdur ve perişandır. Geçen seneye oranla biz kıyasladığımız zaman mısır döllenme aşamasına geçmesi gerekirken mısırlar aynı seviyede değildir. Tabi bu önümüzdeki günlerde verim kaybına neden olacaktır. Çiftçiye burada bilerek bir haksızlık yapılıyor. Ülkeyi doyuran bu mukaddes çiftçiye haksızlık yapılmaktadır. Bu sıcakta çiftçinin elektriğinin kesilmesi haksızlıktır.” dedi.
“Bakın o çiftçi köyden göç ettiği zaman biz o çiftçiyi bir daha geri getiremeyiz”
“Sayın hükümet yetkilileri niye bu çiftçinin sesini duymuyorsunuz.” Diye seslenen Erbeyi, “Yani üretim diyorsunuz. Bu pandemide gıda almak için insanların marketlere nasıl saldırdığını gördük ve dünya da bu örneği gösterdi. Bir ova var ve veririmi yüksek bir ova. Ama maalesef girdi maliyetleri ve yüksek elektrik faturalarıyla, saatlerce elektrik kesintileriyle çiftçiyi mağdur etmenin, çiftçiye zarar vermenin kime ne faydası var? Özel şirkete mi, hükümeti mi bir faydası var? Bu hükümet yarın buğdayı, mısırı, pamuğu, mercimeği ithal edecek. Kaça ithal edecek? 3 katına. Bu hepimizin cebinden çıkıyor. Lütfen çiftçiye kulak verin. Çiftçinin elektriğini niye kesiyorsunuz. Çiftçiyi niye özel şirketin himayesi altına koyuyorsunuz. Gelin ovaya bakın, ova yanıyor. Köylü çiftçiliği bırakacak. O verimli, mukaddes topraklar boşta kalacak. Bakın o çiftçi köyden göç ettiği zaman biz o çiftçiyi bir daha geri getiremeyiz. Hükümet bizi şirketle karşı karşıya getirmesin. Bu şirketin ‘ben para alayım, kar edeyim’ mantığıyla bu şirketle yürüyemeyiz. Şirketin çitçiye, 200-300 bin gönderdiği yüksek faturaları biz ödeyemeyiz. Yüzde 65’lik elektrik desteği devam etmeli. Zaten çiftçinin desteklerine bloke koyuluyor. Zaten çiftçi bir kuruş destekleme alamıyor.” açıklamasını yaptı.
“Çiftçinin malı yerde kalıyor”
Erbeyi sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçi pamuk ekiyor, ürünü kaça gidecek bilmiyor, mısır ekiyor, kaça gideceğini bilmiyor. Buğday ekiyor fiyatı belli değil. Yani çiftçi tohumu tarlasına atıyor. O pamuğun, buğdayın ve mısırın olması için alt gübre, üst gübresi lazım. İlaçlaması lazım, sulanması lazım, işçiliği lazım. Bunları çiftçi peşin olarak toprağın altına bunları koyuyor. Gelse gelmese çiftçi bu harcamayı yapıyor. Çiftçi zaten yüzde 90 borçla yapıyor. Ama gübre 3 katına giderken çiftçinin malı yerde kalıyor. 20-20 alt gübre 2 bin 100 lirayken şimdi 3700 lira peşin fiyatıdır. Peki çiftçinin buğdayı ne kadara gitti? Çiftçinin buğdayı ilk etapta 2800 liradan başladı hasat başladı ve düştü. Çiftçinin bekleme gibi bir lüksü var mı? Buğdayını ambarda bekletme gibi bir lüksü yok. Mecburen bunu satacak. Çünkü borcu var. Mazotu veren, gübreyi veren, ilacı veren, tohumu veren parasını isteyecek. Zaten ucuza satıyor. Ama çiftçinin malı yükselmiyor.”