Mardin Müze Müdürlüğünün Mardin ilinin Nusaybin ilçesinde 2000 yılından bu yana yürüttüğü kazı çalışmalarıyla açığa çıkarılan ve Mor Yakup Kilisesi ile Zeynel Abidin Cami’sini kapsayan “Kültür İnanç Parkı Projesi”, Müze müdürlüğünün hazırladığı dosya ile UNESCO dünya mirası geçici listesine alındı. Kültür İnanç Parkı Türkiye’den geçici listeye giren 13 kültür miras alanından biri olmayı başardı.
İki farklı dinden olan ama ortak bir tarihi süreci ve ortak bir kaderi paylaşan bu iki yapı farklı dinler ve kültürlerin bir arada dayanışma içinde var olup daha da zenginleşebileceğini göstererek, kültürler ve inançlar arasında kutuplaşmanın ve yabancılaşmanın her geçen gün artığı günümüzde, kardeşliğin ve bir arada yaşamanın mümkünlüğüne dair bin yılık ortak tarihi ile örnek olarak dünya geçici listesine alınması sağlandı. Her iki yapının da restorasyon çalışmalarının tamamlanmasından sonra UNESCO asil listesine girmesi hedefleniyor. Müze müdürü Nihat ERDOĞAN unesco geçici listesine Nusaybinde tarih içinde ev sahipliği yaptığı veya koruduğu farklı inançların ve kültürlerin tüm sanatsal, politik ve kültürel birikimlerinin izlerini taşıyan, günümüze küçük ölçüde değişikliğe uğrayarak da olsa bütünsel bir şekilde erişmiş Mor Yakup Kilisesi ve Zeynel Abidin Cami Külliyelerinden müteşekkil iki anıtsal inanç yapısı ve bunları çevreleyen arkeolojik kalıntıların yer aldığı bu alana ilişkin dosya ile başvurduklarını belirterek
Zeynel Abidin Cami Külliyesinde yer alan türbelerdeki Zeynel Abidin ve kız kardeşi Sitti Zeynep, Hz. Muhammed’in 13. kuşaktan torunları olup, tüm İslam aleminde kutsal sayılmaktadır. Yüzlerce yıldır yaşamını sürdüren her iki inanç yapısı mimarisiyle farklı medeniyetlerin izlerini de üzerinde taşımaktadır. Mor Yakup Kilisesinin doğu ve güney cephelerindeki üzerindeki Grekçe, Süryanice ve Arapça yazıtlar ile Roma Dönemi mimari bezekler farklı dönemlerin varlığını belgeleyerek yaşayan ve kayıp uygarlıkların tanıklığını yapmaktadır. Yine Zeynel Abidin Cami Külliyesi de farklı dönemlere ait kitabeleri ve mimari uslubuyla, yine 1956’da inşa edilmiş olan minaresindeki bezemeleriyle bölgeye özgü taş işçiliği geleneğinin tanıklığını yapmaktadır. Mor Yakup’un Müslümanlardan gördüğü saygı nedeni ile 1600 yıl süresince kilisenin ayakta kalabilmeyi başarması dinler arası diyalog açısından önemlidir ,Mor Yakup Kilisesi, 4 yy dan başlayarak günümüze dek farklı dönemlerde aldığı eklentilerle farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Zeynel Abidin Camii Külliyesi ; Eyyubi, Artuklu, ve Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin güçlü izleri ile mimari açıdan özellikli ve değerlidir. Farklı inançları bünyesinde yaşatan kilise ve camii aynı vakıf toprağı üzerine kurulmuşlardır. Ortak mezarlıkları, medrese, Nusaybin okulu ve türbeleri ile bir arada yaşamanın ve ortak kültürün birer göstergesidir. Zeynel Abidin Camii Minaresi Süryani bir usta tarafından yapılmıştır ve bu nedenle de çan kulesi formunda inşa edilmiştir. Mor Yakup Kilisesi olarak bilinen yapı üzerinde vaftizhane yazıtı olan ve ayakta kalan dünyanın en eski vaftizhanesidir. Vaftizhanenin altındaki Mor Yakup mezarı ile de üniktir. Iki girişi olan mezarın vaftizhane ve yeniden diriliş törenleri ile bağlantısı önemlidir. Mezarın bir tarafından girip diğer tarafından çıkılarak arınma ve kutsama ile ilgili ritüeller yapılmaktadır. dedi
Gerek Mor Yakup Kilisesi ve içinde bulunduğu episkopusluk kompleksi, gerekse Zeynel Abidin Cami ve Külleyisi, inşa edildiklerinden bu yana sadece dini ihtiyaçlara yanıt verecek inanç yapıları olmalarının yanı sıra, aynı zamanda Mor Yakup Kilisesi alanı içerisinde arkeolojik kalıntılar ve yazılı kaynaklardan varlığı bilinen Nusaybin Okulu yapısı ve Zeynel Abidin Cami külliyesi içerisinde var olan medrese ile önemli eğitim ve bilim merkezleri olarak da var olmuşlardır. Yine her iki yapı içerisinde İslamiyet ve Hıristiyanlık inancında önemli figürlere ait türbelerin olması da kent ve bölge için olduğu kadar, aynı zamanda da her iki inanç mensupları için önemli bir ziyaret merkezi olmaktadırlar.
Kilisenin adandığı Mor Yakup, Nusaybin’de doğmuş ve büyümüştür. 309 yılında Diyarbakır Meryem Ana Kilisesi`nde toplanan episkopal kongrenin kararıyla Nusaybin episkoposluğuna takdis ve terfi edilmiştir. Mor Yakup 313 yılında o dönem için Doğu Roma İmparatorluğu’nun bir sınır kenti ve önemli bir ticaret merkezi olan Nusaybin’de şehrin katedralini inşa ettirmeye başlamıştır.
Mardin Müze Müdürlüğünün yürüttüğü Mor Yakup Kilisesi mevcut alanı içerisindeki arkeolojik kazı çalışmalarının en önemli bulgusu ise kaynaklarda varlığından söz edilen Nusaybin Katedrali (Büyük Kilise) ’nin açığa çıkarılmasıdır. Kazılar sonucunda ayakta duran yapının batı ve kuzeybatısındaki katedralin doğudaki apsis temelleri ve yan neflerini de içeren güney cephesinin önemli bir kısmı ortaya çıkartılabilmiştir. Bu yapının Metropolit Mor Yakup tarafından 313-320 tarihleri arasında inşa ettirildiği 8. Yüzyılda yıkıldığı ve vaftizhanenin Mor Yakup Kilisesi’ne dönüştürüldüğü tespit edilmiştir. Ayakta duran “vaftizhane” yapısı günümüzde Mor Yakup Kilisesi olarak anılmakta olup Süryani Ortodoks Kilisesiyle ilişkilendirilmektedir
Zeynelabidin Camii Külliyesi: Cami, minare, iki türbe: Zeynelabidin ve onun kız kardeşi Sitti Zeynep Türbeleri, Şadırvan, Medrese odaları (günümüzde, Kız öğrenci Kuran Kursu), Mezarlık alanı ve yeni abdesthane yapılarından müteşekkildir. Türbe ; üzerindeki kitabeye göre 500 hicri 1107-1108 miladi tarihlerinde Artukoğulları döneminde inşaa edilmiştir. Camii 12.yüzyılda yaşayan el Herevi adlı gezginin Nusaybin hakkında yazdığı eserinde Zeynel Abidin mescidinden bahsetmektedir. Artuklular ve Eyübiler döneminde türbeden sonra bu alanda mescit yapıldığı anlaşılmaktadır. Mescit çapraz tonoz üst örtüsü ile Mardindeki yapıların özelliğini göstermektedir. Zeynel Abidin Külliyesi yapı olarak bahçeli açık avlulunun içerisinde şekillenmiş olup; genel olarak L plan şemasında kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir. Avlunun doğu kısmındaki minare 1956 yılında yapılmıştır.
Cami ibadet mekânının güney batı köşesinde taş basamakla inilen ve kubbe ile örtülü kare planlı mekânda: Hazreti Muhammedin ehli beytinden hazreti Hüseyin`e 13. Kuşaktan torun olan Molla Zeynelabidin Türbesi yer almakta olup; türbenin batı bitişiğinde ise Zeynelabidirıin kız kardeşi: Seyyidete Sitti Zeynep Türbesi mevcuttur. Türbe kapısı üzerindeki Arapça kitabede yapının hicri 500 yılında inşa edildiği yazılıdır. Bu hicri yıl, miladi 1107-1108 yıllarına denk gelmektedir. İki çapraz tonozla örtülü mescidin de 12. Yy da inşa edildiği düşünülmektedir. Nusaybin’li gezgin El Herevi’den 12. yüzyılda sonlarında Nusaybin’de Zeynel Abidin Mescidi adında bir eserden bahsetmektedir.
Zeynel Abidin Camii’nin işlevini ve önemini yitirmeden günümüze kadar ulaşabilmesi İslam inancında özel ve önemli oluşundandır. Yine Mor Yakup kilisesinin altında yer alan Mor Yakup Türbesi de hem Hıristiyanlar ve hem de Müslümanlar tarafından kutsal sayılmakta ve bu nedenledir ki geçirdiği değişikliklere rağmen günümüze dek kutsiyetini yitirmeden işlevini sürdürmektedir.
Farklı kültürlerin ve inançların temsilcisi her iki anıtsal yapı, Nusaybin’in somut olmayan kültürel mirasına katkılarıyla da önem kazanmaktadır. İnanışa göre Zeynel Abidin Türbesi ve camisinin çekirdek yapılarının yapılması için Mor Yakup Kilisesi yönetimi ödenek tahsis etmiş ve yine inanışa göre Zeynel Abidin kendisinin ziyaret edilmeden önce Mor Yakup’un makamının ziyaret edilmesini vasiyet etmiştir. Bu nedenle günümüzde de Nusaybinliler Zeynel Abidin ve kardeşi Sitti Zeynep’in türbelerini ziyaret etmeden önce Mor Yakup’un türbesini ziyaret etmektedirler. Bu durum, farklı inanç mensuplarının diğer inanca olan saygı ve hoşgörünün bir göstergesi olmaktadır. Yine inanışa göre, çocuğu olmayan kadınlar, Mor Yakup’un mezarını ziyaret edip dua ettiklerinde çocuklarının olacağına inanırlar.