Haber Merkezi
Kuraklık En fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hissedilirken Mardin Artuklu Üniversitesi Kızıltepe Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan, önemli uyarılarda bulundu Doğan, “Önümüzdeki aylarda da bu nu yaşarsak kuru tarımın yapıldığı alanlarda kesinlikle ürün elde edilemeyecek, hasada gidilmeyecek. Ürününün hasadı söz konusu olmayacak.” dedi.
Küresel ısınmanın tetiklediği iklim değişikliği, her geçen gün daha şiddetli bir şekilde hayatımıza dokunuyor. Su kaynakları hızla tükeniyor, özellikle de yüzey ve yeraltı sularındaki uzun süreli azalmalar göz ardı edilemez hale geldi. Peki Mardin’de durum nedir. Prof. Dr. Yusuf Doğan, Mardin için de tehlike çanlarının çalındığını söyledi.
Prof. Dr. Doğan, “Son 4 ay, yani ekim, kasım, aralık ve ocak aylarına baktığımızda totalde 93 milimetrelik bir yağış söz konusu. Bu yağış bitkinin ilk gelişimi için oldukça az. Sonbahar yağmurları ekimin hazırlığı için çok önemli. Meteorolojik olaylarda artış da etkili oluyor. Bir de son zamanlarda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Yani kısa vadede çok yağış düşüyor. Bu da sellere yol açılmasına neden oluyor. Böyle hayat olumsuz etkileniyor. Tarımsal alanlar zarar görüyor. Yine su kaynaklarımızın azalması. Yağış düşmediği için su hafızaları azalıyor. Göllerimiz, barajlarımız ve akarsularımız yağışa bağlı olarak azalıyor.” açıklamasını yaptı.
“Ürününün hasadı söz konusu olmayacak”
Durumun vahim olduğunu vurgulayan Yusuf Doğan, “Tamam ekim yapıldı ama ekim, kasım be aralık ayında 93 milimetrelik bir yağmur yağdı. Sulu tarım yapılan alanlarda ikinci sulama yapılıyor. Düşünün biz yağışın bol olduğu bir dönemde bile sulama yapıyorsak önümüzdeki dönemlerde neler yapacağız. Yani tehlike çanları çalmakta. Bu da ne kadar su kıtlığı çektiğimizin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bunu ortadan kaldırabilmemiz için önümüzdeki yağış miktarı da etkili olacak.
Sadece ekim, kasım, aralık yağışları değil, ocak, şubat, mart, nisan ve mayıs yağışları da etkili olacak. Önümüzdeki aylarda da bu nu yaşarsak kuru tarımın yapıldığı alanlarda kesinlikle ürün elde edilemeyecek, hasada gidilmeyecek. Ürününün hasadı söz konusu olmayacak. Geçen senenin verilerine baktığımızda kurum tarım da bile dekar başına 300 kilogram ürün veriminden bahsedebiliriz. Bu Türkiye ortalamasının üzerinde bir değerdir. Bu şekilde devam ederse bir milyon tonları görürsek sevineceğiz. İç acıcı bir durum olmadığını görebiliyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sadece Mardin’de yağış azlığı yok, diğer iller içinde durum böyle. Yani Güneydoğunun genelinde bu problem söz konusu.” şeklinde konuştu.
“Şimdi yağış olayı tamamıyla farklı bir olaydır.” diyen Doğan, “Yıl oluyor istediğimiz yağış geliyor, yıl oluyor gelmiyor. Mevcut su kaynaklarımızı iyi kullanmalıyız. 2011’de Mardin’e geldim. Mardin’de yeraltı suları bir kuyuda 100 metre yeterliydi. Ama şuan çoğu yerlerde 400-600 metrelik kurular var. Yaklaşık 15 yılda 5 katı bir suyun azalması söz konusu. Bunun temelinde suyu yanlış kullanımımızdan kaynaklanıyor. İlk geldiğim yıllarda yağış da çok yeterliydi. Çok tuhafıma gitti. Bir yandan yağış var bir yandan da yağmurlama sistemleri çalışıyor. Buna anlam veremedim. Ne kadar fazla su, ne kadar fazla gübre ve ne kadar fazla tohum miktarı fazla verim demek değildi. Bunun öyle olmadığını söylüyoruz. Buna dikkat etmeliyiz.
Suyumuz yok bunu kabul etmemiz lazım. Biz defalarca söylüyoruz, çiftçi arkadaşlar bize kızıyor. Kısa vadede düşünmemeliyiz. Kısa vadede düşündüğümüzde toprağımıza zarar vermiş oluruz. Doğal kaynaklarımıza zarar vermiş oluruz ve bu sürdürebilirliği ortadan kaldırmış olur.” şeklinde konuştu.
“Mısırdan uzaklaşalım”
Doğan sözlerini şöyle sıraladı: Mısır ektiğimiz zaman toprağa suyun yanında 90 ile 120 kilogram gübre veriyorum. Bu başlı başına bir problem. Bunun alternatifini yerfıstığı ekimini gerçekleştirdik. İyi sonuçlar da aldık. Ama çiftçimiz uğraş isteyen üründen kaçınıyor. Tembelleşmişiz, bunu kabul etmek lazım. Gün gelecek kuyularımız artık çalışmayacak. O zaman ekinler de gerçekleştirilemeyecek. Mısırdan uzaklaşalım. Alternatif ürünlere yönelelim. Çeşitlilik artarsa deneyimlerimiz de artacak. Bizim topraklarımız gerçekten de verimli. Biz topraklarımızda istediğimiz ürünü ektiğimiz zaman birkaç yıl zorlanacağız ve alışacağız o ürüne. Şırnak yerfıstığında şuan Türkiye’de 3. sırada. Yerfıstığı verimi yüksek, getirisi de var. İkinci ürün olarak ekimini gerçekleştirdik. Alternatif ürün ekmekten korkuyoruz.”