Sanatçı Ayhan’ın üçüncü kişisel sergisi İstanbul’da

Haber Merkezi

Gündem 22.01.2025 13:07:00 0
Sanatçı Ayhan’ın üçüncü kişisel sergisi İstanbul’da

Sanatçı İbrahim Ayhan’ın üçüncü kişisel sergisi ‘’Belleğimde Bir Yer’’, ilk sergisi ‘’Bedenimde Bir Yer’’den sonra nakış tekniğiyle, kendine zemin olarak seçtiği beze, yaşadığı coğrafyada şahitlik ettiği DEQ kültürünü ‘’beden-bellek’’ ikilisini içkinleştirerek tamamladığı bir sergiyle devam ettiriyor. Bedenden belleğe akan bir tekleşmeyle yüzleşeceğimiz bir tamamlayış. Eserlerde hem DEQ yapan bedeni hem de DEQ motiflerini göreceğimiz bir
tekleşmeyi de ayrıca görüyoruz.

‘’Belleğimde Bir Yer’’ ‘’Senin ismindir aşk kitabının levhası, Senin ismindir aşk kaleminin nakşı, Nakşın olmazsa kalemin nakşı kalır ham, Adın olmazsa yazılan kitap olmaz tamam’’ (Ehmedê Xanî- Mem ile Zin, Giriş – 1/3 ve 1/4) Sanatçı İbrahim Ayhan’ın ikinci kişisel sergisi ‘’Belleğimde Bir Yer’’, ilk sergisi ‘’Bedenimde Bir Yer’’den sonra nakış tekniğiyle, kendine zemin olarak seçtiği beze, yaşadığı coğrafyada şahitlik ettiği DEQ kültürünü ‘’beden-bellek’’ ikilisini içkinleştirerek tamamladığı bir sergiyle devam ettiriyor.

Bedenden belleğe akan bir tekleşmeyle yüzleşeceğimiz bir tamamlayış. Eserlerde hem DEQ yapan bedeni hem de DEQ motiflerini göreceğimiz bir tekleşmeyi de ayrıca görüyoruz. Çünkü bellek, felsefi bağlamda zamanın doğasıyla sıkı bir şekilde içkindir. Geçmiş, şu an ve gelecek arasında bir köprü olarak işlev görür; bellek kodları da bu köprünün tuğlalarını oluşturur. Ancak bellek, sadece geçmişi hatırlama eylemi değildir. Aynı zamanda geçmiş deneyimlerimizin mevcut algımızı ve kimliğimizi nasıl şekillendirdiğini de yansıtır.

Platon’un “anamnesis” (unutulan bilgiyi hatırlama) kavramı, belleğin sadece geçmiş deneyimleri hatırlamakla kalmayıp, aynı zamanda ruhsal bir gerçeği keşfetme süreci olduğunu öne sürer. Bu bakış açısına göre, bellek, ruhsal bir var oluşla ilişkili derin bir bilgeliktir ve insanın kendi doğasını keşfetme yolculuğunda önemli bir role sahiptir. İnsan da yaşadığı coğrafyada, yaşamın ve bilincin, süreç içerisinde aktarımlar ve bu aktarım döngüsü içerisinde aidiyet ile içselleştirdiği belleği, sosyal, kültürü üreten ve aktaran bir canlı olduğu gerçeğini temellendirir.

Sanatçı ise; bu bilinç içerisinde var olduğu bilinç coğrafyası ve yaşamının içerisinde içkinleştirdiği yaşam ve kültür envanterini kendi dimağının süzgecinden geçirerek bir sanat eserine dönüştürme yetisine sahip bir bireydir. Tam da bu bağlamda sanatçı İbrahim Ayhan yaşadığı coğrafyanın ve kendini ait hissettiği kültür bilincinin içerisinde, bilincinde içkin bir şekilde harmanladığı DEQ kültürel envanterini, kimi zaman iki boyutlu kimi zaman üç boyutlu olarak tekstil bir malzemeyi kendine yüzey addederek nakış tekniğiyle işler.

Evet bellek, insan deneyiminin temel bir unsuru olarak kabul edilir. Geçmiş deneyimlerimiz ve kültürel mirasımız, kimliğimizi ve algımızı da şekillendirir.
DEQ ritüeli de bu coğrafyada bu belleği canlı tutar ve kültürel mirasın değerini anlamamıza yardımcı olur. Nakış tekniği ise bu belleği somutlaştırarak, DEQ ritüelinde anlatılan hikayeleri ve sembolleri kumaş üzerine işler. Bu şekilde, bellek kavramıyla doğrudan ilişkilendirilebilir, çünkü nakış, geçmişi hatırlamanın ve kültürel mirasın bellek üzerindeki izlerini canlı tutmanın bir yoludur.Nakış, geçmişten gelen hikayeleri ve sembolleri işleyerek, kültürel mirasın canlı kalmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına yardımcı olur. Bu şekilde, nakış, DEQ ritüelini yaşatmanın ve Kürt kültürünün derin köklerini güçlendirmenin önemli bir aracı haline gelir.

DEQ mirasını korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın bir yolu olarak, nakış tekniği büyük bir önem taşır. Nakış, DEQ ritüelini yaşatmanın sadece bir el sanatı olmanın ötesinde, kültürel belleğin ve kimliğin işlenmesinde kilit bir araçtır. Bu sergide de İbrahim Ayhan çağdaş bir müdahaleyle, hem DEQ hem de DEQ motiflerinin yaşadığı coğrafyadaki kadınların bedenindeki izdüşümünü, soyut-figüratif bir tavırla ve nakış tekniğiyle kimi zaman iki boyutlu kimi zamanda üç boyutlu olarak kumaş zemine işler.

‘’Cihek Di Bira Min de’’ ‘’Name te ye lewhê nameye işq Îsmê te ye neqşê xameya işq Bê neqşê te neqşê xame xam e Bê namê te name natemam e’’ (Ehmedê Xanî- Mem û Zîn, Dîbace – 1/3 ve 1/4)
Şerif YAŞAR Sanat Tarihçi