Sporda saldırganlığı ve şiddeti sadece taraftarlar değil, sporun içinde bulunan sporcu, yönetici, hakem, taraftar, medya ve antrenör gibi faktörler teşvik etmektedir.
Hakemlik sporun en önemli yanını oluşturmaktadır. Hakemler verdikleri kararlar ve uygulamaları ile gerek oyuncuların gerek izleyicilerin tepkilerine kolayca yön verebilecek kadar oyunun içinde yer alırlar. Müsabaka öncesi ve sonrası hakemler hakkında antrenör, futbolcu, yönetici ve spor yazarlarının verdiği olumsuz demeçler hakemler üzerinde bir baskı yaratmaktadır. Özelikle müsabaka öncesi bilinçli şekilde uygulanan mobbing hakemleri zihinsel olarak etkilemekte ve hakemlerin zaman zaman hatalı kararlar vererek saldırgan davranışların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilmektedir.
Medyada ise insanların tuttuğu takım aleyhinde, rakip takımı destekler nitelikte, hakemler, futbolcular, teknik direktörler , kulüp yöneticileri ve sporcular aleyhinde yapılan programlar, bu insanların ruh hallerini olumsuz etkileyebilmekte, görsel ve yazılı basının bu tür tahrik edici programları ve köşe yazarlarının hedef gösteren üslupları, şiddet ve saldırganlığa zemin hazırlamaktadır. Örneğin; Türkiye liglerinin büyük takımlarının birbirleri ile oynadıkları müsabakalarda spor basının kullanılan “Ölüm Kalım Maçı”, “Bu Derbiye Yürek Dayanmaz”, gibi başlıklar ve söylemler saldırganlığa yol açabilmektedir.
Sporcular aslına bakılırsa spor döngüsünün en asli unsuru olarak kabul edilir. Gerek saha içi gerekse saha dışı söylem ve eylemleri ile taraftarları etkileyebilmekte; zaman zaman da taraftarlardan kendileri etkilenebilmekte ve doğrudan ya da dolaylı olarak sporda şiddet ve saldırganlığın sebebi olabilmekteler. Son dönemlerde basından da gördüğümüz çok önemli sporcuların sosyal ortamda da kontrol dışı davranışlarına şahit olmuşuzdur.Bu tür davranışlar bize başarılı bir sporcunun örnek olabilmesi için özel hayatında da profesyonel destek almanın önemini göstermiştir.
Sporda kontrol dışı davranışların antrenör tarafından bakalım. Antrenör her zaman sporun farklı branşlarında önemli rol oynayan, örnek olması gereken birincil aktörlerdir. Antrenörlerin müsabaka esnasında ve sonrasında tutum ve davranışları, sergileyeceği hareketler sporcu ve seyirciler üzerinde oldukça etkilidir. Antrenörler, takım ruhunu korumak için başarısızlık durumunda başkasına yüklememeli, başarı durumunda ön plana çıkmamalıdır. Sonuçlar ne olursa olsun müsabaka sonunda antrenörün tutum ve davranışları sporculara örnek olmalıdır. Antrenör tam tersi davrandığında sporcu ve seyirci daha da saldırgan olabilmektedir. Antrenör sporcuyla iyi iletişim kurmalı ve sosyal ortamda da yanında olmalıdır.
Sporda taraftarların şiddet ve saldırganlığın merkezinde olduğu söylenebilir. Eğitim, ekonomik durum, aile içi iletişim, alkol kullanımı ve madde bağımlığı gibi unsurlar seyircilerin saldırgan davranışlar içerisinde bulunmalarını etkileyebilmektedir. kısaca özetlemek gerekirse; sporda şiddet olayları sadece seyirci kaynaklı değildir. Sporun diğer aktörleri olan sporcu, antrenör, yönetici, medya vb. etmenlerden de bahsettik. Bunların şiddet ve saldırgan davranışlara sebep olmaları ise genel olarak ne pahasına olursa olsun spor müsabakasını kazanmak düşüncesiyle hareket etmeleridir. Dolayısıyla spordaki aktörlerin bilinçli ve yapıcı davranışlar sergilemesi gerektiğini söyleyebiliriz.