Erdeve, çocuklarda diyabet görülme sıklığı ve özellikle okul çağındaki diyabetli çocukların yaşadığı problemlere ilişkin bilgileri paylaştı.
Çocukluk döneminde en çok tip 1 diyabetle karşılaşıldığını ve Türkiye'de çocuklarda hastalığın görülme sıklığının 100 binde 10 olduğunu anlatan Erdeve, "Ülkemizde okul döneminde 21 bin tip 1 diyabetli çocuğumuz bulunuyor ve 14 binini ilkokul çağındakiler oluşturuyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda tip 1 diyabetin görülme sıklığında artış söz konusu." ifadesini kullandı.
Tip 1 diyabetin genellikle genetik yatkınlığı bulunan çocuklarda, enfeksiyon hastalığı, stres, hormonal etkilenme gibi tetikleyici faktörlerin devreye girmesiyle ortaya çıktığını belirten Erdeve, bunların sonucunda pankreastaki adacık hücrelerin insülin üretemez hale geldiğini söyledi.
Hastalığın en önemli belirtileri arasında çok su içme, çok idrara çıkma, gece idrar kaçırma, düzenli beslenmeye karşın kilo kaybının bulunduğunu aktaran Erdeve, hayati risklerin önüne geçmek için diyabette erken tanının çok önemli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Erdeve, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği işbirliğinde 2010'dan itibaren Okulda Diyabet Programı'nın yürütüldüğünü anımsatarak, "Programın amacı öğretmenler, okul yöneticileri aracılığıyla belirti gösteren çocuklarda erken tanı konulabilmesini sağlamak. Bu noktada öğretmenlerimizin hastalık ve belirtileri konusunda bilgi sahibi olması büyük önem taşıyor." diye konuştu.
Okulda Diyabet Programı'nın bir diğer ayağında diyabetli öğrencilerin bulunduğuna dikkati çeken Erdeve, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diyabetli çocuklarımız günlerinin büyük bölümünü okulda geçiriyorlar. Kan şekerlerinin düşüp yükselmesine göre günde 4 kez, bazen daha fazla insülin enjeksiyonlarının yapılması, sağlıklı beslenme programlarına uymaları, düzenli egzersiz yapmaları gerekiyor. Bütün bunların takibinin yapılması ise çok önemli. Bazen çocuklarımız uygun tedavileri alırken bile kan şekerleri düşüp yükselebiliyor.
Bu tedavilerin düzenli yürüyebilmesi için okul yöneticileri, öğretmenlerimiz ve okul hemşirelerinin desteğine çok ihtiyaç var. Çocuğumuzun kan şekeri düştüğünde ara öğününü alabilmesi, kan şekerini ölçebilecekleri, gerektiğinde insülin enjeksiyonunu yapabilecekleri uygun ortamların okulda sağlanabilmesi çok önemli."
Prof. Dr. Erdeve, öğretmenlerin "okuldadiyabet.meb.gov.tr" adresinden diyabetle ilgili bilgilere kolayca ulaşıp eğitim alabileceği bir modülü de hayata geçirdiklerini belirterek, "Bir yıl önce oluşturulan eğitim modülü ile öğretmenlerimiz sınıflarındaki tip 1 diyabetli çocuklar için gerekli bilgilendirmeyi alabiliyor. Bu yıl eğitim modülünün etkinliğini daha da artırmayı amaçlıyoruz." dedi.
Aileler, hastanelerdeki çocuk endokrinoloji uzmanları, diyabet eğitim hemşireleri ve okulların işbirliği içinde hareket etmesinin önemine de vurgu yapan Erdeve, şunları kaydetti:
"Öğretmenlerimizin, okullarımızın diyabetli çocuklar ve aileleriyle empati yapması çok önemli. Çünkü bir çocuk günde 8-10 kez kan şekeri ölçüyor, 4 kez insülin tedavisi yapıyor ve bu arada da yediklerine dikkat etmek durumunda kalıyor. Gerçekten zor bir süreç. Bu noktada empati yapmamız, çocukların bakımını iyileştirerek hayatlarını uzun yıllar sağlıklı şekilde sürdürmelerini sağlamak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Doğru tedavi uygulanan diyabetli çocuklar yaşamlarını tamamen normal şekilde sürdürebiliyor. İstedikleri meslekleri, sporları yapabiliyorlar."
Diyabet tedavisinde yeni teknolojilere de değinen Erdeve, "Çocuğumuzun parmağını delmeden kan şekerine bakabildiğimiz sensör teknolojileri, insülinin çok küçük dozlarda verilebildiği pompa tedavileri söz konusu. Bu teknolojilerin diyabetli çocukların bakım kalitesini iyileştirdiği kanıtlandı. Arzumuz tüm diyabetli çocukların bu teknolojilere mümkün olan en kısa sürede kavuşabilmeleri." diye konuştu.
Prof. Dr. Erdeve, tip 1 diyabeti önlemenin şu an için mümkün olmadığını ancak ilk 6 ayda anne sütüyle beslenme, 1 yaşa kadar da düzenli D vitamini kullanımının hastalığın görülme sıklığını azalttığına dair çalışmaların bulunduğunu sözlerine ekledi. AA