Mardin´de Anadolu Yayıncılar Derneğince İçişleri Bakanlığı, Mardin Valiliği, Mardin Artuklu Üniversitesi ve Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti´nin desteğiyle ?Uyuşturucu ile Mücadelede Basının Rolü? sempozyumu düzenlendi.
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörlüğü binasında bulunan Kültür Merkezi´nde düzenlenen sempozyuma Mardin Vali Vekili Bahattin Çelik, Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, İlke Haber Ajansı Genel Müdürü Mahmut İrtem, Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdülkadir Üründü, Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen İl Temsilcisi Eyyüp Değer, kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri ve davetliler katıldı.
?Dünyanın en fazla sorun etmesi gereken konulardan biri uyuşturucudur?
Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, programın açılışında yaptığı konuşmasında, toplumun bilgilendirme ve bilinçlendirme noktasında medyanın rolünün çok önemli olduğunu söyledi.
Burhan, ?Medyanın bu konularda bilgi düzeyini artıran yayınlar yapması gerekir. Bizler Anadolu Yayıncılar Derneği olarak, bu konularda duyarlıyız. İççileri Bakanlığımızın desteğiyle bu tür projeler yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Anadolu medyası bu milletin özüdür, özetidir. Yerlidir, millidir bu topraklara bağlıdır. O yüzden bu topraklar hizmet etmek bizim temel görevimiz. Uyuşturucu, bütün dünyanın en fazla sorun etmesi gereken konulardan biridir. Bugün ilkokula kadar indiğinden bahsediliyor.? diye konuştu.
?Bölgede uyuşturucu kullanımı artmış?
Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdülkadir Üründü de uyuşturucu kullanımının arttığına dikkat çekti.
Üründü, ?6 yıl önce erkeklerde uyuşturucu kullanımı vardı, artık maalesef bayanlarımızda da uyuşturucu kullanımının olduğunu ve bunun da ciddi rakamlara ulaştığını hem gözlemliyoruz, hem gelen şikayetler gelen fotoğraflar bunu bize tekrar tekrar gösteriyor. Bundan gerçekten büyük bir hicap duyuyoruz. Uyuşturucu kullanan bir şekilde beynini kiralamış veya satmış olarak da algılanabilir. Çokta bir fark yok bazı örgütler tarafından gençlerimizin beyni yıkanır istedikleri gibi kullanırlar. Ama uyuşturucu kullanan şahısta çok rahat bir şekilde kendini bir anlamda satmaya ve her türlü kötülüğü işlemeye hazır bir birey olarak karşımıza da durabiliyor. Bölgemizde daha önce aşiret yapısı vardı. Aşiret yapısının kendine münhasır bir hiyerarşisi, bir kültür düzeni, bir etikler silsilesi vardı bu etikler silsilesi içerisinde uyuşturucunun yeri yoktu. Aşiretlerin elbette eleştirilebilecek kötü yönleri vardı. Ama aşiretlerin bu bölgede kendine has bir duruşu vardı ve bu duruşun içerisinde falan aşirete mensup falan kişi böyle yapılıyor denildiğinde, toplum içerisinde hoş karşılanmayacak nahoş bir duruma müsaade etmezlerdi ve dolayısıyla bu bir şekilde minimize edilerek rehabilite edilirdi. Aşiretleri tokata ettik ama aşiretleri yerle bir ederken bu aşiretlerin yapısını, o aşiretin yerine kurabileceğimiz bir mekanizmayı yeni bir oluşum oluşturamadık. Yeni bir sistem oluşturamadık. Dolayısıyla herkes kendi başına özgür bir şekilde hareket etmeye başladı ve bu çokta kullanılmaya müsait bir alan oluşturdu. Sosyolog değilim ama toplumdan sahadan edindiğimiz, izlenimler bulgular böyle gösteriyor. İlköğretimden başlayarak lise ve üniversitelerimizdeki gençlerimize zehir olan uyuşturucunun zararları anlatılması lazım. Çünkü gerçekten tehlike büyüktür.? dedi.
?Bağımlılıklar birer trajediye dönüşüyor?
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, bağımlılıklara karşı tam bağımsız insan profiline dikkat çekerek şöyle dedi:
?Uyuşturucu bağımlılığı, zevk almak için başlayıp kölelikle sonuçlanan bir serüvendir. Bildiğiniz üzere, modern düşüncenin insanı kutsamasının en belirgin sebebi akıldır. Ama modern zevk anlayışı, akılla başlayan ama aklın devre dışı bırakıldığı bir hikaye serüveni dönüşüyor. Bağımlılık ve bağımlı olduğu şeyden uzaklaşınca içine düşülen yolsuzluk, insanlara açıklanamayacak şeyler yaptırıyor. Sadece uyuşturucu bağımlılığı değil teknoloji gibi bağımlılıklar da bir trajediye dönüşüyor.?
Açılış konuşmalarının ardından sempozyuma geçildi. Gazeteciler Emin Pazarcı, Mehmet Acet, Süleyman Başa, Hacı Yakışıklı ve Ercan Gürses birer konuşma yaptılar.